Sevgili peygamberimiz bize Allah'ı öğretmiştir. Başımıza gelecekleri haber vermiştir. Ölümün korkunçluğunu gidermiştir. Gönül  huzurumuzun, aile mutluluğunun yollarını göstermiştir. Dünyamızı bir cennet, ahiretimizi ayrı bir cennet haline getirmiştir. Ali Ulvi Bey'in dediği gibi:                                       Doğmazdı Kalbe iman.                           İnmezdi arza  Kur'an.                           Meçhul olurdu esma                              Sensiz Canım Muhammed            Annesinden öksüz kalan yetime        Benzerdi sanki eşya                               Sensiz canım Muhammed,,                          Şu Hadis - i Şerif te buyurduğu üzere '' kimde şu üç şey bulunursa o kişi imanın zevkine erecektir.                                         A -  Allah ve Elçisi her şeyden daha sevgili olacak.                                             B-yaptığını Allah için yapacak, yapmadığını Allah için yapmayacak.                               C- Küfre düşmekten ateşe atılacakmış gibi korkacak,,                                                 Azap suresi 6. ayeti kelimesinde şöyle buyurur: '' peygamber, müminlere kendi canlarından daha yakındır,,                     Haşir suresi 10. ayetinde buyurduğu üzere kaderde, acıda tatlıda etle tırnak, ruhla beden gibi bir olmuşuz, beraber olmuşuz: "Müminler der ki Rabbimiz! Bizi ve bizden önce gelip geçmiş imanlı kardeşlerimizi bağışla Kalplerimizde, iman edenlere karşı  hiçbir kin bırakma! Şüphesizki sen çok şefkatli, çok merhametlisin!,,                   Buna imanla  bu sevgiyle biz neler kazandık? Bu soruyu tarihi anekdotla cevap verelim.                                         1-Yavuz Sultan Selim ordusuyla Mısır seferinde!, Çölde giderken Yavuz atından iniyor iniyor. Padişahın atından indiğini gören paşalar da iniyorlar. Bu vaziyeti gören asker de atlarından iniyorlar. Çöl oldukça sıcak, toz duman! Askerler zorla. Askerler utana sıkıla komutanlarına "Çölü aşmakta zorlanıyoruz. Atlarımıza binelim. Yoksa perişan olacağız! Paşa da padişaha diyor. Padişah geriye dönüp önünde Hz, Muhammed yaya yürürken ben ata binmekten utanmaz mıyım? Bu haber orduya yayılınca asker öyle yürekleniyor ki engeller açılıyor çöller geçiliyor.                   Tunus Cezayir arasında Arka  şehri Cezayir'e 10 km  Tunurs'a 50 kilometre mesafede! Arka senindir benimdir derken neredeyse savaş çıkacak Müslüman kan akacak! Konuyu  padişaha iletelim derler. Osmanlı padişahına konu anlatılır Padişah da şeyhülislama görev verir. Hocam filan gün Cezayir'de ve Tunus'ta heyetler huzurunda toplanacaklar Arka  konusunda Sade şifa fetva hazırlamanı rica ediyorum der. Şeyhülislamın hazırladığı fetvayı şöyle okur. Arka Cezayir'e yakın olması sebebiyle yönetim Cezayir'e ait olacak, vergisini de Tunus toplayacak. Tunus topladığı parayı getirip İstanbul'a verecek. İstanbul ise her yıl gönderdiği Şura Alayı ile o parayı Mekke ve Medineliler! gönderecekti. Ey Mekke ve Medine'dir değil mi ki Kabe'ye peygamberimiz komşusunu! İşte size hediyemiz denilecektir. Fetvayı dinleyen Cezayir ve Tunus heyetleri ağlaşarak ayağa kalkıp birbirleriyle kucaklaşırlar. Osmanlı'ya da teşekkür ederler. Neredeyse savaşa tutuşacaklar, Peygamber sevgisi ile konuyu çözüme kavuşturtururuz derler.            3-Kahraman ordumuz Trablus Garp Cephesi'nde imparatorluğumuzun son yılları! Muhammed İkbal Pakistan Karaçi' de kalabalık bir topluluğa hitap eder! Milletim! Bu gece rüyamda Hz Muhammed (a) gördüm! Bana dedi ki İkbal! Dünyadan ziyaretime gelirken ne getirdin? Ey Allah'ın resulü dünyadan sana layık ne getirebilirim. Ama boş da gelmedim. Cennette bile bu bulunmayan bir hediye ile geldim. Trablus Harp cephesinde kutsal değerler için çarpışan Anadolu Mehmedinin, Şehit Mehmetdin  şişede kanını getirdim dedim. Allah'ın elçisi şişeyi alıp öptü, gözüne sürdü. Siz bu  millete yardıma davet ediyorum diyerek kampanya tertipler. Paralar o gün için milletimize can suyu olur. Peygamber sevgisi fertleri birbirine bagladığı  gibi milletleri de birbirine ağlıyordu.                                               4 - Çanakkale Savaşı'nda eski dünya yeni dünya düzenine saldırmıştı. Metre kareye 6 bin mermi düşüyor. Mermiler havada çarpışıyordu. Dünyanın en güçlü donanmaları denizlerimizden boğaza girmişlerdi. Bu ordular Çanakkale'yi geçip İstanbul'a gelirlerse İstanbul işgal ederlerdi. İstanbul işgal edilirse Hazreti Muhammed (a) mahçup olurdu. Çünkü o peygamber Yüzyıllar önce bir gün  İstanbul'u fethedilecektir. İstanbul'u fetheden kaptan ne mutlu komutan, o asker ne mutlu askerdir buyurmuştu. İstanbul elden çıkarsa böyle diyen peygamber mahcup olurdu. Atalarımız ben öleyim  ama peygamber mahcup olmasın dedi. ölüme koşarcasına giden o mübarek insanlara  Allah yardım etti. Çanakkale geçilmedi peygamber sevgisi bize Vatan bağışladı.