Bir şeyi yaparken bu iki şeyi düşünmeliyiz
A- yaptığım bu ,işten Allah razı olur mu?
B- Bu işin içinde kul hakkı bulunur mu ?
Allah hakkı ile ilgili konuları yüce Allah dilerse affeder . Kul hakkının affedilmesi için ya hak sahibine hakkı ödenmeli yada hak sahibi hakkını helal etmeli.
Sevgili peygamberimiz Arafat insan hakları evrensel beyannamesi niteliğindeki hutbesini verirken Ey insanlar! Diye söze başlıyor.
Bu gün hangi gündür , bu ayımız hangi aydır, bu memleket neresidir diye sualler sorarak hitabet sorgulaması yapar, dinleyenler dikkat kesildikten sonra . bu günümüz nasıl saygıya layıksa , bu ayımız nasıl saygıya layıksa , bu ayımız nasıl muhteremse bu memleket ne kadar saygınsa malımız canımız , itibarımızda o şekilde saygındır dokunulamazdır.
Nisa suresi 29-30. Ayetlerde şöyle buyrulur. Ey iman edenler !Karşılıklı rızaya dayanan ticaret olması hali müstesna ,mallarınızı bütün haksız ve haram mallardan
Yüce Mevla'nın tövbe suresi 106. Ayeti bu konuda ne müthiş bir uyarı. Deki yapacağınızı yapın amelinizi ,Allan'da Resulü de müminlerde görecektir , sonra görüleni görülmeyeni bilen Allah'a döndürüleceksiniz de, o size yapmakta olduklarınızı haber verecektir.
Sevgili peygamberimiz kul hakkı konusunda gösterdiği hassasiyetin birkaç örneğini sayalım.
A-Kutlu nebi vefatından iki gün önce Hazreti Ali ve Hz. Fadl'nın kollarında ashabın huzuruna çıkar. Bende hakkı olan varsa lütfen bu hakkını alsın, beni kul hakkıyla rabbimin huzuruna göndermeyin ! sahabeden biri, “Yâ Resûlallah! Bir defasında huzurunuza bir fakir gelmişti. Bana, fakire üç dirhem vermemi emrettiniz. Ben de verdim. İşte, istediğim, bu üç dirhemdir!” dedi.
Resûl-i Ekrem Efendimiz, “Doğru söylüyorsun!” dedikten sonra, “Ey Fadl! Buna üç dirhem ver!” buyurdu.
B-İtibarlı bir kadın hırsızlık yapar . kadının affedilmesi için Useme b Zetd'di aracı kılarlar. Kutlu nebi: bu işi yapan Muhammedin kızı Fatıma olsaydı bile cezasını vermekte tereddüt etmezdim buyurdular.
En çok ihlal ettiğimiz kul hakları nelerdir.
Önemsemeyerek çok defa komşu haklarını ihlal etmekteyiz.
Dul bir hanım bana şöyle dert yanmıştı. Kızınla birlikte zemin katta oturuyoruz. Üzerimizdeki dairede 3-4 erkekli bir aile oturuyor. Gece geç vakte kadar tepiniyorlar. At olsa o kadar tepinmez. Ama sesimizi çıkartamıyoruz. O evi bırakıp başka bir eve gitme yede gücümüz yetmiyor. Sinemize çekip oturuyoruz ama hiçte kolay olmuyor.
Diğer bir komşu şöyle şikâyet ediyordu. Hanımefendi sofrasını balkondan çırpıyor. O da balkonumuzun camlarını kirletiyor.
Düğün yapıyoruz diye yüksek frekanslı müzik çalarak çevreyi rahatsız etmemeliyiz. Gece geç vakitlerde keyfim böyle istiyor diyerek tabanca ile ateş ederek insanları tedirgin etmeye hakkımız var mı?
Haksız ve gereksiz yere korna çalarak , trafik kurallarını hiçe sayarak trafikte saygısız hareket kul hakkı ihlalidir. Haksızlık karşısında devlet yakalayıp ceza vermezse yanıma kalır diye bilmemeliyiz.
Komşuların hakkını yemeyin ve kendinizi esirgeyin şüphesiz Allah siz esirgeyecektir. Kim düşmanlık ve haksızlık ile bunu (haram yemeyi ve öldürmeyi ) yaparsa (bilsin ki9 onu ateşe koyacağız. Bu iş Allah'a çok kolaydır.
Şu hadisi Şerife'de dikkat çekelim .''bir kişinin öldürülmesi yerlerin- göklerin ayların güneşlerin düzeninin bozulmasından daha ağırdır.
Bir kişinin öldürülmesinde yerdekilerinde göktekilerinde payı bulunsa, payı bulunanları Allah cehennemde sürüm, sürüm süründürür.
Bir kimse başka birinin bir karış yerini alırsa o yer yedi kat olarak boynuna geçirtilir.
Haksız yere mimmiyi ( hikayemizde yaşayan gayri Müslim'i ) öldüren kişiye Cennet kokusu haramdır. İnsanlığın manevi kişiliğinin de dokunulmazlığı vardır. Ona gıybet etmek, iftira atıp kusurlarını araştırmak, suri zanda bulunmak haramdır.
Mezarı çiğnemek mezarın üzerine oturmak helal değildir.