Bu yazımda Cumhuriyet tarihimizin yaklaşık bir on yılına damga vuran siyaset ve devlet adamı Adnan Menderesin bilinmeyen birkaç özelliğini sizlerle paylaşmak istedim.
Adnan Menderes'in tam adı, Ali Adnan Ertekin Menderes' tir. Adnan Menderes, 1899 yılında Aydın'da varlıklı bir çiftçinin oğlu olarak dünyaya geldi. İlk eğitimine İzmir İttihat ve Terakki Mektebin'de başlayan Menderes, eğitimini daha sonra İzmir Amerikan Koleji'nde devam ettirdi. Siyasi hayati ise 1931 yılında CHP Aydın milletvekili seçilmesi ile başlar. Zaman içerisinde parti politikalarıyla düşünceleri çelişmeye başlar. Parti icraatlarına zaman zaman sert tepkiler vererek muhalif duruma düşmüştür. Menderes, o dönemlerde en sert çıkışını da "çiftçiyi topraklandırma yasası" görüşülürken yapmıştır. Bu çıkış sonrasında ise Menderes, parti içi muhalefetten dolayı 1945 yılında CHP'den ihraç edildi. Daha sonra Ankara Hukuk Fakültesinde okuyarak 1935 yılında mezun oldu. Yedek subay eğitimi almasına karşı, Birinci Dünya Savaşı'na sıtma hastalığına yakalandığı için katılamayan Menderes, Kurtuluş Savaşı'nda gösterdiği başarılardan ötürü İstiklal Madalyası almaya değer görüldü.
Menderesin istiklâl madalyası almasında ve siyasete atılmasında dikkat çeken bir hususu arz edeyim.
Atatürk, Serbest Fırka'nın Anadolu'da yakaladığı başarıyı araştırmak üzere, yanına Recep Peker'i de alarak bir
Anadolu gezisine çıkar. Aydın'a uğradığında, Menderes ile tanıştırılır.
Yalnızca dört dakikası olduğunu söyler Menderes'e,
ancak o dört dakika dört saate çıkar. Atatürk, Recep Peker'e, "Bu ismi kağıda yaz, sorunca söylersin" der. Bir süre sonra da Menderes'in ismini CHP milletvekilleri arasında görürüz. Atatürk'e göre, "Şayan-ı dikkat bir genç"tir o. Aydın düşman işgaline uğradığında, ilk tepki gösteren isimlerden biridir. 30 Haziran 1919'da Milli Mücadele'nin ilk planlı taarruz harekatı, Aydın'da gerçekleştirilir. O harekattaki kahramanlıkları nedeniyle bir ömür onurla taşıdığı İstiklal Madalyası ile ödüllendirilir. İzmir'in ünlü ailelerinden, Evliyazade Fatma Berin Hanım ile 1929 yılında evlendi ve Yüksel, Mutlu, Aydın olmak üzere üç oğlu oldu. CHP'den 1945 yılında Celâl Bayar, Fuad Köprülü ve Refik Koraltan ile birlikte ihraç edilen Menderes, Demokrat Parti'yi kurdu.
1947'de yapılması gereken seçimler CHP tarafından bir yıl öne alındı. 1946 yılında CHP yüzde 85 oy ile seçimi kazandı.
Menderes, Demokrat Partisi aracılığı ile Kütahya milletvekili olarak tekrar meclise girdi. 'Beyaz Devrim' olarak adlandırılan 1950 seçimlerinde hilesiz hurdasız olarak DP genel başkalığına seçildi. On yıl başkanlık etti. 14 Mayıs 1950 de yapılan seçimde Demokrat parti iktidara gelmiştir.
Adnan Menderesin bilinmeyen yönleri;
- Adnan Menderes'in ailesi hayli varlıklı idi. Bu nedenle de zengin bir başbakandı. Aydın'da aileden kalma takriben 70 bin dönüm toprağı vardı. Toprağın bir kısmını Çakırbeyli köyüne mera olarak bırakmıştır. Zeytinlikleri rızasıyla terk etti. Toprak kanunu çıkarken toprak tevzii yaparak arazinin büyük bir kısmını komşu köylülere devretmiştir. Çakırbeyli Çiftliği annesinin babası tarafından miras kalmıştı. 20'li yaşlarda tam bir ziraatçı olmuştu. 1930'da ilk defa pamuk ziraatını denedi. Siyasete hizmet için girmişti, çiftlik işlerini kâhyasına bıraktı.
- Çocuklarına ticareti yasakladı. Ailesi ve çevresine nüfuzunu kullandırmadı. 10 yıllık başbakanlığı döneminde ülke şantiyeye döndü; barajların, köprülerin temelleri atıldı, fabrikalar kuruldu. İstanbul'da büyük imar çalışmaları yapıldı. Anadolu yola, suya ve elektriğe kavuştu.
Türkiye ‘de traktörle ziraat devrinin üzerinde Menderes imzası vardı.
- Menderes, yolsuzluk, suiistimal, kara para aklama, altın kaçakçılığı gibi suçlamalara muhatap olmadı. Nefret dili kullanmadı.
"Menderes, 1956'da Türkiye'ye dönen büyük oğlu Yüksel'in ticarete girmesini istemedi. 'Baba, izin verirsen serbest meslek, ticaret gibi konulara girmek istiyorum' diyen Yüksel'e, yüzünü asarak şu cevabı verdi: 'İyi güzel ama Yüksel, sen serbest meslek veya ticaret konusuna girsen ne yapacaksın? Ne alıp satmış olacaksın? Bir yerde alıp sattığın ben olacağım.
Ben başvekil olduğum müddetçe sen ne yaparsan yap, yaptıkların bana bağlanacak. Bu beni rahatsız edeceği gibi seni de rahatsız edecek.Kusura bakma ama bu düşünceni uygun görmüyorum.' Yüksel Menderes de, 'Tamam' diyerek babasının kararına sadık kaldı.
DP döneminde ülkede refah düzeyi artarken Menderes'in yaşam tarzı ve mal varlığın da hiçbir değişiklik olmadı."
- Menderes'in hediye kabul ederken bile kılı kırk yardığını, hassas davrandığını gösteriyor: "Başbakan olarak büyük ilgi gösterdiği Türk traktör fabrikası, Menderes'e traktör hediye etmişti. Birkaç gün geçmeden özel kalem müdürü Muzaffer Ersü fabrikayı arayarak traktörün faturasını istedi. 'Biz onu Başbakan'a hediye ettik' diyen fabrika yetkililerine Menderes'in cevabı; 'Onlar kim oluyor ve kimin malını kime hediye ediyorlar? Böyle bir şey kabul etmemiz mümkün değildir. Parasını öderiz, hemen ödemeyi yaparız' oldu.
- Başbakan Menderes hayırsever bir kişi idi ancak bunun bilinmesini istemezdi. Türkiye'ye dönen Osmanoğlu'nun kızlarına bir daire tahsis ederek, her ay düzenli olarak maddî yardımda bulunduğu 27 Mayıs'tan sonra kiraları aksayan ev sahibinin Berin Hanım'ın kapısını çalması ile ortaya çıkmıştır. Fırsat buldukça sabahın erken saatlerinde görülme ihtimalinin en düşük olduğu anlarda Eyüp Sultan a giderdi, adak kurban kestirirdi. Caminin zeminindeki halıları dokutup hediye etmişti. 1990'a kadar Eyüp Sultan'da bu halılar kullanılmıştır."
Bu özellik ve yaşam tarzı bütün siyasilere ve devlet büyüklerine ilanen duyurulur.