Akçe, Osmanlı devletinin 1314 yılında Orhan Gazi tarafından bastırılarak tedavüle sürdüğü 1,5 gram ağırlığındaki paranın adıdır. Ayrıca akçe beyaz para anlamına da gelmektedir. Bu ifadelere göre yedek akçe, yedek para demektir. Şirketler de yedek akçe ise, şirketlerin yıllık net kârları üzerinden belli bir oranda ayrılarak, ortaklara dağıtılmayıp şirkette yedek sermaye olarak tutulan paraya “YEDEK AKÇE” denir. Yedek akçe, şirketin beklenmedik finansal sıkıntılarını gidermek, şirketin olumsuzluk yaşadığı zamanlarda sermaye desteği olarak kullanılmak veya belli amaçların gerçekleştirilmesi için dönem kârından ayrılıp, şirkette tutulur. Mantığı, şirket karının tamamının ortaklara dağıtılmayıp, bir kısmının risklere karşı koruma amaçlı ve acil durumlarda kullanılması amacına dayanır.
Sosyal hayatımızda da yedek akçeye benzeyen bir uygulamada yaşlı insanlarımızın kefen parası olarak yastık altında tuttukları bir miktar para vardır ki amacı ölüm zuhur ettiğinde cenazenin defni için yakınlarının maddi açıdan zorlanmamaları için saklanan, bir köşede tutulan para da buna örnek gösterilebilir.
Ticari hayatımızda da TTK nu şirketlerimizin ilerleyen dönemlerde her hangi bir nedenle düşebileceği ekonomik sıkıntıları göz önüne alarak yedek akçe düzenlemesi yapmıştır.
Yedek akçe, küçük ve orta ölçekli işletmelerde çok fazla ayrıldığı görülmez. Bazen bir iki yıl ayrılır, sonra bir daha ayrılmaz. Bunun iki sebebi var.
Birincisi, küçük şirketler kâr dağıtmazlar, o yüzden kârın tamamı şirkette yedek akçe olarak kalır. Birkaç sene sonra da sermayeye ilave edilir.
İkinci sebebi ise; TTK da bir denetim ve cezalandırma olmadığı için yıllarca yedek akçe ayrılmamıştır.
Günümüzde, yeni TTK’n ununda yapılan değişiklikle şirketlerin bağımsız denetime tabi tutuluyor olması, şirketlerin genel kurul yapmaları sebebiyle her yıl ayrıntılı yönetim kurulu faaliyet raporu yazma zorunlulukları nedeniyle, bundan böyle yedek akçe ayrılması takip konusu olmaktadır.
Yedek akçe; zorunlu olan Kanuni Yedek Akçe ve İsteğe bağlı yedek akçe olarak iki ana gruba ayrılır. Kanuni yedek akçe de kendi içinde ikiye ayrılır. 1-Genel Kanuni Yedek Akçe (TTK Md. 519) a) Yıllık kârın yüzde beşi, ödenmiş sermayenin yüzde yirmisine ulaşıncaya kadar genel kanuni yedek akçeye ayrılır.
b) a bendindeki sınıra ulaşıldıktan sonraki yıllarda; pay sahiplerine yüzde beş oranında kâr payı ödendikten sonra kalan ve pay sahiplerine dağıtılacak toplam tutarın yüzde onu, genel kanuni yedek akçeye ayrılır. c) Genel kanuni yedek akçe sermayenin veya çıkarılmış sermayenin yarısını aşmadığı takdirde, sadece zararların kapatılmasına, işlerin iyi gitmediği zamanlarda işletmeyi devam ettirmeye veya işsizliğin önüne geçmeye ve sonuçlarını hafifletmeye elverişli önlemler alınması için kullanılabilir.
2-Şirketin iktisap ettiği kendi paylarına ayrılan yedek akçe ve yeniden değerleme fonları (TTK Md.520) a) Şirket, kendi paylarını iktisap ettiği takdirde, bu pay tutarı kadar yedek akçe
ayırır. Bu yedek akçeler, anılan paylar satılır ya da yok edildikleri takdirde bu tutarda çözülebilirler. b) Yeniden değerleme fonu ile ilgili mevzuat uyarınca pasifte yer alan diğer fonlar, sermayeye dönüştürüldükleri ve devredildikleri takdirde çözülebilirler.
İsteğe bağlı yedek akçe ise;
Ana sözleşmeye, yıllık kârın yüzde beşinden fazla bir tutarın ayrılacağı ve yedek akçenin ödenmiş sermayenin yüzde yirmisini aşabileceği hükmü konulabilir. Bu takdirde harcama yolu ve şartları belirlenebilir.
Ayrıca TTK 522 maddesi uyarınca; esas sözleşmede şirketin yöneticileri, çalışanları ve işçileri için yardım kuruluşları kurulması veya bunların sürdürülebilmesi amacıyla veya bu amacı taşıyan kamu tüzel kişilerine verilmek üzere yedek akçe ayrılabilir.
Yardım amaçlı yedek akçelerin ve diğer malların şirketten ayrılması suretiyle bir vakıf veya kooperatif kurulması zorunludur. Vakıf senedinde, vakıf malvarlığının şirkete karşı bir alacaktan ibaret olacağı da öngörülebilir. Bunların dışında, şirket menfaatleri söz konusu olduğunda, ana sözleşmede olmasa bile genel kurul yedek akçe ayırabilir. Özetle bu konuyu bir daha izah edecek olursak şirketler her yıl net kârından 5 yedek akçe ayıracak. Bu ayrılan yedek akçe tutarı, ödenmiş sermayenin 20’sini aşamaz. Bu tutara ulaşıldıktan sonraki yıllarda ise, pay sahiplerine 5 kar payı dağıtıldıktan sonra kalan tutardan 10 daha kanuni yedek akçe ayrılır. Bu kanuni yedek akçeler; sermayenin 50 sini aşmamış ise; sadece zararların kapatılmasına, işlerin iyi gitmediği zamanlar-da işletmeyi devam ettirmeye veya işsizliğin önüne geçmeye ve sonuçlarını hafifletmeye elverişli önlemler alınması için kullanılabilir.Bu yedek akçelerin ayrılması zorunludur. Bunun dışında yukarıda belirttiğimiz şekilde ana sözleşmeye hüküm konularak ya da zor durumlarda genel kurul kararıyla da isteğe bağlı yedek akçeler ayrılabilir.
Harun Gök