GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE “HACILAR” ve “HACILAR'a BAKIŞ”…
Bazı diyarlar vardır; ekmeğinden midir, suyundan mıdır, taşından toprağından mıdır bilinmez, hep adından söz ettirir ve büyük başarılara imza atmışlardır. Mimar Sinan'ın Süleymaniye Camisi'nde projesine esas aldığı Erciyes Dağı'nın kucağında ve kollarında kurulan “Cebeli Erciyes Nahiyesine Bağlı Hacılar Köyü” bunların başında gelmektedir. Türkiye'de yüzlerce ilçe içerisinde sanayileşme, istihdam ve üretimde ilk sıraları kimseye kaptırmayan, ülke ekonomisine büyük katkılar sağlayan Hacılarlılar geçmişten günümüze başarıdan başarıya koşmaktadırlar. Bu ilçenin başarı hikâyesini birçok kişi merak etmiştir ve etmektedirler. Hacılarlılar niçin çok başarılı, bunun sebepleri nelerdir, bu başarı sebepleri araştırılmalı, hatta doktora tezi yapılmalı diyenlerle sıkça karşılaşılmaktadır.
Gazetemizin bu sayısında, başarılı ve güzel insanların “Başarı Hikâyelerini” yerel, ulusal, uluslararası araştırmacı yazar , seyyah ve bilim adamlarının eserlerinden derlediğim bir kısmını sizlere aktaracağım..
Hacılar'a hizmet edip hayatlarını kaybedenlere Allah'tan Rahmet diliyor, şu anda hayatta olup çalışmalarına devam eden güzel insanlarımıza da Allah'ın sağlık, güç ve kuvvet vermesini canı gönülden diliyorum.
Ahmet BAKTIR – Eğitimci Yazar
HACILAR
Erciyes'in havadar göğsüne yaslanmış burada kendi başlarına hayat geçiren Hacılar köyünün gazetemizde yer tutacak kadar ehemmiyete haiz olduğunu sanırım.
Hacılar'da bunların tetkiki için jeolojiye ait bir müessese (bir okul) yapılsa yeri vardır. Henüz ilkokulu olmayan köyde bunlardan bahsetmek hayaldir. Denecek evet hayaldir. Gelecekte hep bunları ümit ediyorum. Bugün İsviçre'nin Alpler'inde bulunan bir köy karların ve buzların arasında bulunan bir nokta dünyanın en eğlenceli bir yeri oluyor. En mükemmel oteller orada inşa ediliyor, tarihi eser meraklıları oralarda büyük buz parçalarının hareketlerini tetkik için bulunuyorlar. Biz Erciyes hakkındaki bilgileri (ecnebi) yabancı kitapların tercümesinden öğreniyoruz. Bir zaman sonra Hacılar köyü nazar garip (iyi bakılan) bir hale gelir. Kayseri'den Hacılar'a kadar bir tramvay yapılır. Köyle şehir arasında bir kaç bin bağ ve bahçenin bulunması dünyanın seyyahları (turistleri), tarihi eser meraklılarını Kayseri'ye ve Erciyes'e gelmek mecburiyetinde kalırsa böyle bir müessesenin inşası Hacıların istikbalinin parlak olacağından şüphelerim yok. Ahmet HİLMİ
Erciyes Dergisi, Rumî 1326, Miladî 1910 Sayı:6
HACILAR'DA YATIRIMDAN VE ÜRETİMDEN BAŞKA ŞEY KONUŞULMUYOR
Hacılar halkının sanayiye geçişi, çok ortaklı şirketleşme döneminde 1970'li yılların başında gerçekleşmiş. Çok ortaklı olarak kurulan Hacılar Elektrik Sanayi ve Ticaret AŞ'nin ilk sanayi tesisi HES Kablo, daha sonra birçok sanayi tesisinin doğmasına imkân vermiş, ISO'nun 500 büyük sanayi kuruluşu listesinde Kayseri'den yer alan 14 kuruluşun 7'si Hacılar ilçesinin müteşebbisinin kurdukları şirketler.
Medya büyük şehirlerdeki, özellikle Ankara ve İstanbul'daki günlük siyasi ve ekonomik konjoktürü kamuoyuna yansıtıyor. Yansıtılan haberler, erken seçim, idam, Kürtçe yayın, Kıbrıs anlaşmazlığı, AB üyeliği, dolar, faiz, bono ve borsa konularının dışına çıkmıyor. Fakat Kayseri'nin Hacılar ilçesinde yaşayanlar üretimden ve yatırımdan başka bir şey konuşmuyor. Güngör - Dünya Gazetesi 28.06.2002
GÜNÜN ALNINDAN ÖPTÜĞÜ KÖY: HACILAR
Hacılarlıyı bir bağda bel teperken, taşı kırarken, sırtında yapıya taş çekerken görmelisiniz!. Kesek belinde; taş elinde ufalanır. Sekiz on kiloluk bayraları yiyen koca kayaların kavun dilimi gibi önlerine serildiğini görünce “Taş kıran damarını bilir” sözünü hatırlayarak yukardaki kanaatime siz de hemen iştirak eder ve hayretinizi gizleyemezsiniz. Onun öyle bir beden yapısı var ki, çalıştıkça pulatlaşır, pulatlaştıkça çalışır. Elleri ve bedeni gibi ruhu da serttir. Tesir kabul etmez. Her tazyik derhal tepkisini gösterir. İhtimal kayalardan kaptığı huydan ileri gelecek, Hacılarlı biraz muannit, biraz sert, biraz kurnaz fakat çalışkandır. “Sen bilirsin!” dersen emeğini esirgemez. Teline dokunmaya da hiç gelmez. O, cumadan gayri her gün çalışır. Cuma dinlenme ve pazar günüdür.
Kazım YEDEKCİOĞLU - Erciyes Halkevleri DergisiYıl:1949 Sayı:73
HACILAR'IN ÖYKÜSÜ
Hacılar'da (hem birbiriyle rekabet eden, hem de birlikte çalışan) iş adamlarını birbirine bağlayan şey, aynı dini paylaşmaları ve yerel toplumlarıyla gurur duymaları. Gerçekten, bu ikisini birbirinden belirgin biçimde ayırmak çok güç.
Hacılar'da sivil toplumun ana temsilcisi, 18 yönetim kurulu üyesi de ilin en önemli işadamlarından (biri de müftünün oğlu) ve belediye başkanından oluşan Hacılar Yardımlaşma Derneği bulunuyor. Derneğin amacı eğitimi ve dini yaygınlaştırmak ve bunu da çok etkin biçimde gerçekleştiriyor. Her yıl, Hacılar'dan 345 öğrenciye Türkiye'deki üniversitelerde okuması için burs sunuluyor. Başka bölgelerden gelerek Hacılar'da çalışan öğretmenlerin kalması için 15 yeni lojman yaptırılıyor. Kasaba camiinin bakımı için para, müftüye lojman veriliyor. Söz konusu harcamalar, oldukça önemli meblağlara ulaşmakta. 2004 yılında derneğin bütçesi 1,1 milyon USD'den fazlaydı (karşılaştırma amacıyla, Hacılar belediyesi bütçesinin 5 milyon USD olduğunu ekleyelim). Bunun yanı sıra, dernek üyelerinin çoğu, bireysel olarak ya da şirketleri kanalıyla, ayrı hayır işleri de yapıyorlar.
Max WEBER - Berlin - Istanbul, September 19, 2005
HACILAR KÖYÜ
Köyde hırsızlık yoktur. Namusa aileye hürmet fazladır. Halk hükümete ve yurda bağlıdır. Mütegallibe yoktur. Küçüklerini sever büyüklerini sayarlar.
Kar yağmaya başladığı zaman civarda bulunan halk köye toplanır her mahalle ve semtte bulunan oturma odalarında ihtiyarlar uzun uzun maceralar anlatarak gençler de damlarda enek-topak v.s. oynayarak, saz çalarak eğlenirler. Düğünler ekseriya kışın yapılır.
Halkın başlıca işi taşçılık ve ameleliktir. Kayaları parçalamak yapıya elverişli biçime getirmek bu köy halkının en başarılı işlerindendirFahri Tümer - Erciyes Halkevleri Dergisi 4. Sayı-1938
BİZDEN BÜYÜK HACILAR KÖYÜ VARDIR
Kayseri'de onuncu kilometrede, Erciyes eteklerinde bir kasaba: Hacılar.
Bucak müdürünün odasında, pencereden tekrar kasabaya baktım.
-Allah , Allah! Ben ömrümde böyle bir yer görmedim, amfiteatr gibi, tribün gibi bir kasaba dedim.
Bağlı bahçeli bir düzlük, körfez gibi, Erciyes'in böğrüne doğru sokulmuş girmiş. Dimdik, 45 derecelik yamaç, bulunduğumuz meydanı tam bir yarım çember halinde, çevirmiş. Yamaçtaki evler, yan yana o kadar düzgün sıralanmış, fakat birbiri üzerine o derece bindirilmiş ki, sanki arı peteği…Binadan indik. Düzlükte durduk. Hükümet binası, Halk odası, okul, belediye, cami, Atatürk büstü hep burada. Şurada şu bulunduğumuz yerde, geceleyin bir perde gersek de sinema oynatmaya başlasak, üç mahallelik Hacılar köyünün en büyük iki mahallesi olan Yukarı mahalle ile Orta mahallenin bütün insanları, evlerinin pencerelerinden, hatta ocaklarının başından perdede oynananları mükemmel bir şekilde seyir edebilirler. Aşağı mahallenin tabii amfiteatr şekli, açık hava sineması biçimi o kadar düzgün.
Hacılar'ı köy dedikse, öyle beş on evli bir köy sanmamalıdır. Burası koskoca bir kasabadır. Hacıların büyüklüğü öteden beri dillerde dolaşır. Kayseri taraflarında, bir işin içinden çıkılamadı mı, iş yarıda bırakılmaz,
-Bizden büyük Hacılar köyü var, bakalım onlar ne diyecek ?
Denir, başka bir çare aranır.
Kayserililerin iş hayatında üstün başarı göstermelerinde bu atasözünün de önemli bir tesiri olduğu iddia edilebilir.
Cumhuriyet meydanına iki kişi toplansa veya köye bir yabancı, bir müfettiş veya bir satıcı gelse, bütün köy onu görür; köylüler meydana derhal toplanır.
Hacılar halkının en mühim özelliklerinden biri de, dilenciliği, ona buna minnet etmeciliği hor görmeleridir. Bir Hacılar'lı ne kadar fakir olursa olsun çalışır, fakat dilenmez. Havası, suyu, manzarası güzel, bağlık bahçelik bir yerdir. Her güzelin bir kusuru olur, Hacılar'ın kusuru da susuzluğudur.
CAHİT BEĞENÇ – KAYSERİ ( Seyahat yazıları-4 )-1950
BİR İLÇENİN HİKÂYESİ
Sıcak siyasete 'Hacılar' molası-1.
Türkiye'de yüzlerce ilçe var. Bugün "bunlardan birinin hikâyesini" yazacağız.
"Yarın da" devam edeceğiz.
İlçe,Kayseri’ye 10 kilometre uzaklıktaki "Hacılar" ilçesi. Bir ilçeye "neden bu kadar önem verdiğimizi" soracak olursanız... "Model" kabul edilmesi gerektiği için.
"Örnek" olduğu için.