Av. Dilek ÇAVUŞOĞLU
Köşe Yazarı
Av. Dilek ÇAVUŞOĞLU
 

MURİS MUVAZAASINA DAYALI TAPU İPTAL VE TESCİL DAVALARI

Muvazaa, tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla gerçek iradelerine uymayan ve aralarında hüküm ve sonuç meydana getirmeye bir görünüş yaratmak hususunda anlaşmalarıdır. Muvazaa halinde taraflar, üçüncü kişileri aldatmak için görünüşte bir işlem yaparlar ve yaptıkları bu işlemin kendi aralarında hüküm doğurmayacağı konusunda anlaşırlar. Buna göre muvazaada taraflar arasında kural olarak iki işlem söz konusu olur. Görünürdeki işlem, üçüncü kişileri aldatmaya yönelmiş işlemdir. Muvazaa anlaşması, görünürdeki işlemin tarafları arasında sonuç doğrumayacağına ilişkin olarak yapılan anlaşmadır. Mutlak muvazaada görünürdeki işlem tarafların iradelerini yansıtmaması nedeniyle hükümsüzdür. Nispi muvazaada ise görünürdeki işlem tarafların gerçek iradelerini yansıtmaması nedeniyle hükümsüz; gizli yani tarafların iradelerine uygun olan işlem ise çoğu zaman şekil şartlarına aykırılık nedeniyle hükümsüz olmaktadır.  Muris muvazaası, en soyut şekliyle bir kimsenin mirasçılarını miras hakkından yoksun bırakmak amacıyla yaptığı karşılıksız kazandırmaları satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi gibi göstermesi olarak tanımlanabilir. Kural olarak bir kişi öldüğünde mirası, kanunda sayılan yasal mirasçıları arasında kanunen belirlenmiş oranda paylaştırılmaktadır. Fakat uygulamada sıkça rastlandığı üzere kişi ölmeden önce malvarlığını mirasçılardan birine veyahut yasal mirasçısı olmayan üçüncü bir kişiye satış, ölünceye kadar bakma sözleşmesi gibi göstermek suretiyle diğer mirasçıları miras hakkında mahrum bırakmayı amaçlamaktadır.  Muris muvazaası günümüzde oldukça sık rastlanan bir durum olup; kırsal kesimlerde kız çocuklarına miras kalmaması için erkek çocuklara devir yapılması, ailevi sorunlar nedeniyle yasal mirasçıların hiçbirine miras bırakmamak gibi amaçlar taşımaktadır. Bu tür durumlarda Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına göre saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceklerdir.  Saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen her mirasçının bunu dava edebileceğini ve muvazaayı her türlü delil ile ispatlayabileceği belirtilmiştir. Ancak, bu davayı mirası reddeden, miras hakkından feragat eden ve mirastan çıkarılan kişiler açamayacaktır. Muris muvazaası davası, miras bırakanın ölümünden sonra her zaman açılabilir. Dolayısıyla dava zamanaşımı veya herhangi bir hak düşürücü süreye tabi değildir.  Mirastan mal kaçırmaya dayalı açılan tapu iptali ve tescili davalarında, miras bırakanın gerçek iradesinin araştırılması yoluna gidilecektir. Murisin genel iradesinin araştırılması konusunda yargıtay tarafından birtakım ölçütler belirlenmiştir. Buna göre, murisin ve miras bıraktığı kişinin mali durumu, aile içi sosyal ve beşerî ilişkiler, yörenin gelenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı bir nedeninin bulunup bulunmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark gibi konularda araştırma yoluna gidilerek her olaya göre ayrı ayrı değerlendirme yapılması ve miras bırakanın asıl iradesinin tespit edilmesi gerekmektedir. Nitekim mahkemenin yapılan satış işleminin muvazaalı olduğu yönünde kanaat oluşturması halinde, tapuda yapılan temlik işleminin iptaline karar verilecek ve sanki o satış işlemi hiç olmamış gibi yasal mirasçılar, miras konusu taşınmazın tapu siciline malik sıfatı ile kayıt edileceklerdir. Mirastan Mal Kaçırma (Muris Muvazaası) davalarındaki en önemli nokta, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün yani miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya konmasıdır. Ölen kişinin zihninde gizlediği gerçek iradesinin ve amacının tespiti bu dava için oldukça önem taşımaktadır. Yasal miras hakkının zedelendiğini düşünen kişilerin bu hususta hukuki yardım alması gerekmektedir.
Ekleme Tarihi: 31 Mayıs 2021 - Pazartesi
Av. Dilek ÇAVUŞOĞLU

MURİS MUVAZAASINA DAYALI TAPU İPTAL VE TESCİL DAVALARI

Muvazaa, tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla gerçek iradelerine uymayan ve aralarında hüküm ve sonuç meydana getirmeye bir görünüş yaratmak hususunda anlaşmalarıdır. Muvazaa halinde taraflar, üçüncü kişileri aldatmak için görünüşte bir işlem yaparlar ve yaptıkları bu işlemin kendi aralarında hüküm doğurmayacağı konusunda anlaşırlar. Buna göre muvazaada taraflar arasında kural olarak iki işlem söz konusu olur. Görünürdeki işlem, üçüncü kişileri aldatmaya yönelmiş işlemdir. Muvazaa anlaşması, görünürdeki işlemin tarafları arasında sonuç doğrumayacağına ilişkin olarak yapılan anlaşmadır. Mutlak muvazaada görünürdeki işlem tarafların iradelerini yansıtmaması nedeniyle hükümsüzdür. Nispi muvazaada ise görünürdeki işlem tarafların gerçek iradelerini yansıtmaması nedeniyle hükümsüz; gizli yani tarafların iradelerine uygun olan işlem ise çoğu zaman şekil şartlarına aykırılık nedeniyle hükümsüz olmaktadır. 
Muris muvazaası, en soyut şekliyle bir kimsenin mirasçılarını miras hakkından yoksun bırakmak amacıyla yaptığı karşılıksız kazandırmaları satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi gibi göstermesi olarak tanımlanabilir. Kural olarak bir kişi öldüğünde mirası, kanunda sayılan yasal mirasçıları arasında kanunen belirlenmiş oranda paylaştırılmaktadır. Fakat uygulamada sıkça rastlandığı üzere kişi ölmeden önce malvarlığını mirasçılardan birine veyahut yasal mirasçısı olmayan üçüncü bir kişiye satış, ölünceye kadar bakma sözleşmesi gibi göstermek suretiyle diğer mirasçıları miras hakkında mahrum bırakmayı amaçlamaktadır. 
Muris muvazaası günümüzde oldukça sık rastlanan bir durum olup; kırsal kesimlerde kız çocuklarına miras kalmaması için erkek çocuklara devir yapılması, ailevi sorunlar nedeniyle yasal mirasçıların hiçbirine miras bırakmamak gibi amaçlar taşımaktadır. Bu tür durumlarda Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına göre saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceklerdir.  Saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen her mirasçının bunu dava edebileceğini ve muvazaayı her türlü delil ile ispatlayabileceği belirtilmiştir. Ancak, bu davayı mirası reddeden, miras hakkından feragat eden ve mirastan çıkarılan kişiler açamayacaktır. Muris muvazaası davası, miras bırakanın ölümünden sonra her zaman açılabilir. Dolayısıyla dava zamanaşımı veya herhangi bir hak düşürücü süreye tabi değildir. 
Mirastan mal kaçırmaya dayalı açılan tapu iptali ve tescili davalarında, miras bırakanın gerçek iradesinin araştırılması yoluna gidilecektir. Murisin genel iradesinin araştırılması konusunda yargıtay tarafından birtakım ölçütler belirlenmiştir. Buna göre, murisin ve miras bıraktığı kişinin mali durumu, aile içi sosyal ve beşerî ilişkiler, yörenin gelenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı bir nedeninin bulunup bulunmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark gibi konularda araştırma yoluna gidilerek her olaya göre ayrı ayrı değerlendirme yapılması ve miras bırakanın asıl iradesinin tespit edilmesi gerekmektedir. Nitekim mahkemenin yapılan satış işleminin muvazaalı olduğu yönünde kanaat oluşturması halinde, tapuda yapılan temlik işleminin iptaline karar verilecek ve sanki o satış işlemi hiç olmamış gibi yasal mirasçılar, miras konusu taşınmazın tapu siciline malik sıfatı ile kayıt edileceklerdir.
Mirastan Mal Kaçırma (Muris Muvazaası) davalarındaki en önemli nokta, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün yani miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya konmasıdır. Ölen kişinin zihninde gizlediği gerçek iradesinin ve amacının tespiti bu dava için oldukça önem taşımaktadır. Yasal miras hakkının zedelendiğini düşünen kişilerin bu hususta hukuki yardım alması gerekmektedir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hacilarhabergazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.