FETÖ/PDY SORUŞTURMASI KAPSAMINDA ARALARINDA BOYDAK KARDEŞLERİN DE OLDUĞU DAVADA KİM NELER SÖYLEDİ

Gündem 03.11.2016 - 14:49, Güncelleme: 02.02.2024 - 04:38 4510+ kez okundu.
 

FETÖ/PDY SORUŞTURMASI KAPSAMINDA ARALARINDA BOYDAK KARDEŞLERİN DE OLDUĞU DAVADA KİM NELER SÖYLEDİ

Kayseri'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında haklarında dava açılan, iş adamları Hacı, Memduh ve Şükrü Boydak
    Kayseri'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında haklarında dava açılan, iş adamları Hacı Boydak, Memduh Boydak, Şükrü Boydak, Bekir Boydak,İlyas Boydak ve Murat Bozdağ'an aralarında yer aldığı 68 sanığın yargılanmasına başlandı.   FETÖ/PDY soruşturması kapsamında aralarında Boydak kardeşlerin de olduğu davada  Kim neler söyledi. HACI BOYDAK  HACI BOYDAK, SAFFET ASLAN İLE İLGİLİ ŞOK İDDİALARDA BULUNARAK, "Bu kuruma bakış açısı olumsuz ise neden kızına Melikşah Üniversitesinde eğitim aldırmıştır?" derken, 22 Mayıs 2012 tarihinde terör örgütü lideri Fetullah Gülen ile çekilen fotoğrafı şöyle açıkladı: "Mehmet Özhaseki bana gelip ısrar etti ve 'Sen Kayseri’nin en büyük işadamısın, gelmezsen olmaz' deyince ben de gittim, herkes o gün fotoğraf çekindi" dedi. Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yürütülen ancak katılımın yoğunluğu nedeniyle Konferans Salonunda görülen duruşmada ilk savunmayı, ‘terör örgütü yöneticiliği yapmak ve terör örgütünü finansman sağlamak’ suçlarından dolayı tutuklu bulunan Hacı Boydak yaptı. 2016 Mart ayına kadar yöneticiliğini yaptığı Boydak Eğitim ve Kültür Vakfındaki yardım ve bağışların yalnızca eğitim ve sağlık amacıyla yapıldığını, terör örgütüne finansman sağlamadıklarını ileri süren Hacı Boydak, “Vakıf holding bünyesindeki çalışanların ve onların çocuklarının eğitim ve sağlık ihtiyaçlarını karşılamak için kuruldu. Örneğin vakıf sayesinde çok sayıda çalışanımız tüp bebek tedavisi gördü ve anne-baba oldu. Ancak bir süre sonra mülki idari amirliklerden gelen yardım taleplerine de kayıtsız kalamadık, ilgili idari amirliklerle protokol imzalandı ve yardımlar onlar tarafından dağıtıldı. 400 öğrenciye ve bütün çalışanlarımızın liseye ve üniversiteye giden çocuklarına burs sağlandı. Ayrıca Vakfımız Başbakanlığa müracaat etti. İçişleri Bakanlığına bağlı Dernekler Masası aracılığı ile faaliyetlerini sürdürmektedir. Vakıfla ilgili tüm belgeler Vakıflar İl Müdürlüğünde mevcuttur. Belgelerde herhangi bir suç unsurunun olup olmadığının tespit edilmesi için incelenmesini talep ediyorum. Bugün bu yardımlardan dolayı yargılanıyorum” dedi. İpek Mobilya Yönetim Kurulu Başkanı Saffet Aslan’ın iddialarını dillendiren Hacı Boydak, “Melikşah Üniversitesi kongre salonunu yaptıran Saffet Aslan, neden o dönemde konuşmamıştır da, şimdi konuşmuştur? Yine o dönemde Saffet Aslan kızının Melikşah Üniversitesinden eğitim almasını istemiştir. Bu kuruma bakış açısı olumsuz ise neden kızına Melikşah Üniversitesinde eğitim aldırmıştır? Yine aynı şekilde, Holding çalışanlarından zekat ve himmet adından para topladığımız şeklinde başkaları tarafından isnatlarda bulunulmuştur. Şirketimiz sürekli olarak bağımsız denetçiler tarafından denetlenmektedir. Yine soruşturmaların başladığı 2014 yılından bu yana yüzün üzerinde denetime tabi tutuldu. Hiçbir incelemede böyle bir duruma rastlanmadı. Resmi evrak ve kayıtları TMSF’ye devredilen Boydak Holding’de bu evraklar mevcuttur. İstendiği zaman gerçek ortaya çıkacaktır. Onun dışında şirketimizin 14 bin çalışanından biri olan Ekrem Baktır kardeşlerimle benim aramdaki ilişkiye nereden bilecektir. Ekrem Baktır’ın gelini holdingimizde çalışırken kendisi istifa etmiştir. Bundan dolayı tazminatı verilmemiştir. Oğlu da Boyçelik’te yapılan kaizen çalışması sonunda işten çıkarılmıştır, tazminatı verilmiştir. Ekrem Baktır’ın kişisel husumetlerinden kaynaklı beyanlarının dikkate alınmamasını talep ediyorum” diye konuştu. TERÖRİST BAŞI GÜLEN’LE FOTOĞRAFI Hacı Boydak, 22 Mayıs 2012 tarihinde terör örgütü lideri Fetullah Gülen ile çekilen fotoğrafın detaylarını ise şöyle anlattı: “O gezi de, o dönemin belediye başkanı olan Mehmet Özhaseki de dahil olmak üzere 9 kişi vardı. Biz Büyükşehir Belediyesinin kardeş şehri olan Kuzey Karolina’yı ziyaret etmeye gittik. Özhaseki bana gelip ısrar etti ve -Sen Kayseri’nin en büyük işadamısın, gelmezsen olmaz- dedi. Zaten gezi 8 gündü, ben 3. günde döndüm. Evet o ziyaret kapsamında Pensilvanya’ya gittik, Fetullah Gülen ile fotoğraf çektirdik ama herkes çektirdi. Büyükşehir Belediyesinin internet sitesinde Kuzey Karolina ziyareti ile ilgili fotoğrafa baktığınızda üzerimde aynı kıyafet olduğunu göreceksiniz. Mardin ziyaretine de 150 işadamı ile gittik. Mardin’de Bilye köyündeki çatışmada mağdur olan çocuklara yardımcı olmak için oraya gittim. Zaten bir tek benim yanımda oyuncak ve benzer gibi hediyeler vardı. Bizi Mardin Valisi karşıladı. İçişleri Bakanı Muammer Güler de oradaydı. Akşamına da Mardin Artuklu Üniversitesinde konuşma yaptık. Bu video kayıtları mevcuttur. Ben orada Fethullah Gülen’e dair hiçbir söylemde bulunmadım. O zaman başbakanımız olan Erdoğan’ın 2023 hedeflerine kenetlendiğimizi söyledim. Bunun yanı sıra TBMM üyesi çok sayıda kişinin basında Fethullah Gülen ile ilgili fotoğrafları servis edildi. Onlar yargılanmazken benim yargılanıyor olmam anayasanın eşitlik ilkesine aykırıdır.” OĞLU İÇİN GÖZYAŞI DÖKTÜ Hacı Boydak, terör örgütüne finans sağladığı gerekçesi ile tutuklu olan oğlu İlyas Boydak’ın değil, kendisinin Kimse Yok Mu derneğine yardımda bulunduğunu savundu. Gözyaşlarına engel olamayan Hacı Boydak, “Bana suç olarak isnat edilen bağışların neden yasal olarak bankalardan yapılmasına izin verilmiştir. Oğluma isnat edilen suçun da karşılığı yoktur. Kimse Yok Mu derneğine o parayı sırf Müslüman ülkelere kuyu açılması için ben bağışladım, oğlum İlyas değil. Oğlumun masumiyetinin ispatı adına bir baba olarak öncelikle bunun incelenmesini talep ediyorum” dedi. “EVİMİN ÖNÜNDE 50-60 ARAÇ YOKTU” Hacı Boydak, darbe girişimin gerçekleştiği 15 Temmuz gecesi, bağ evinin önünde yaklaşık 60 aracın bulunduğuna dair iddiayı da reddetti. Tutuklandıktan sonra serbest bırakıldığında hastaneye gittiğini ve darbe girişiminin olduğu gün mide kanseri olduğunu belirten Hacı Boydak, “Hastalığımı duyan kardeşlerim Kayseri’ye geldi. Biz, o geceyi çekirdek ailem ve iki kardeşimle birlikte bağ evimde geçirdik. Hatta yatsı namazını da oradaki camide kıldık. 15 Temmuz’dan sonra İstanbul Nişantaşı’ndaki Amerikan Hastanesinde kaldığım sırada arandığımı öğrendim ve Kayseri’ye geldim. Daha sonra da adli kontrol şartı ile serbest bırakılmama karar verildi. 15 Temmuz’da evimin önünde 50-60 araç olduğuna dair suçlamaya karşı komşularımın beyanlarına başvurulmasını, kamera kayıtlarının incelenmesini ve namaz kıldığımız caminin kayıtlarının incelenmesini istedim. Ancak talebim kabul edilmedi. Ben kanlı terör örgütünün yöneticisi olmadım. Terör örgütüne finans sağlamadım. 15-25 Aralık sürecinden önce Allah rızası için eğitim amacıyla yardım etmişsek de, bu tarihten sonra bir bağış ya da yardım olmadı. 17-25 Aralık’tan sonra bildiri sunan 483 STK’nın bir çoğuna da yardımda bulunduk. Bu, 17-25 Aralık öncesine bakış açımızı ortaya koymaktadır. Ailem ve ben devlete bağlı insanlarız. İnancım gereği Allah rızası için yaptığım yardım ve bağışlardan dolayı yargılanıyorum. Hapishanede fiziki şartlar yeterli olmadığı için hakkımdaki 16 klasörden oluşan iddiaların hepsini bilmiyorum. Tarafıma isnat edilen suçları kabul etmiyorum. Beraatıma karar verilmesini talep ediyorum” ifadelerini kullandı.  ŞÜKRÜ BOYDAK Savunma yaparken ağlamaktan konuşamadı.  Boydak, "Bu 15 Temmuz darbe girişiminin Boydak ailesine ve devletime verdiği zararlarını hiçbir zaman unutmayacağım" dedi. "MAHKEME NEYMİŞ, GİZLİLİK, SAVCILIK NEYMİŞ BU ZAMANA KADAR BİLMEZDİM" Tutuklu sanık Şükrü Boydak mahkemedeki sorgu ve savunmasında "Mahkeme neymiş, gizlilik, savcılık neymiş bu zamana kadar bilmezdim. Bu hain terör saldırısı sonrası burada öğrendim" diyerek ağlamaya başladı.  AĞLAMAKTAN KONUŞAMADI Bir süre sonra yeniden savunmasına devam eden Şükrü Boydak, "Ben AK Parti'ye açık açık destek veren birisiydim. Kurulduğundan beri AK Parti'yi savundum. Neden burada olmama anlam veremiyorum.. 4 yıldır torunum Serdar Tuna'nın sağlık sorunları nedeniyle İstanbul'da yaşıyorum. Kızım ve torunuma destek olmak için eşim ile İstanbul'a taşındık. Eşim ile ben tahliye olmadan torunum ameliyat olamıyor" diyerek tekrar gözyaşlarına boğuldu.  Yanında bulunan sudan içtikten sonra konuşmasına devam eden Boydak, "Bana Hacılar'da 20 bin nüfuslu memleketimde Şükrü Baba diye hitap ederler. Yardımseverliğimden, oradaki garibanlar bana böyle hitap eder" dedi ve yine ağladı. 7 yıldır ABD'de okuyan oğlu Muhammed Lütfü Boydak'a gönderdiği paraların ve 2 kez ABD'ye gitmesinin iddianamede suç unsuru olarak karşısına çıktığını söyleyen Şükrü Boydak, tekrar ağlamaya başladı.  "BU DARBEYİ VE VERDİĞİ ZARARLARI HİÇ UNUTMAYACAĞIM" Kendisinin işadamı olduğunu söyleyen Şükrü Boydak, "Darbeye nasıl destek veririm, en büyük zararı bana verir. Bu 15 Temmuz darbe girişiminin Boydak ailesine ve devletime verdiği zararlarını hiçbir zaman unutmayacağım. Ülkemi yıkmaya teşebbüs eden terör örgütüne destek vermem nasıl düşünülür. Tahliyemi istiyorum" dedi. BOYDAK İLE HAKİM ARASINDA GÜLDÜREN DİYALOG Mahkeme başkanının 'Sıtkı Baş'ı nereden tanırsın?' sorusuna olumsuz cevap veren Şükrü Boydak'a, hakim birlikte çekilmiş fotoğrafları olduğunu söyleyince, "Kendisini tanımam, hasbel kader karşılaşmışızdır, o da ben ünlü bir isim olduğum için çekinmek istemiştir" dedi. Mahkeme başkanının 'Peki ünlü isen bizim seninle neden fotoğrafımız yok?' sorusuna Boydak, "O ünlü ve forslu olduğum zamanlara denk gelseydiniz, Şükrü bey bir fotoğraf çekinebilir miyiz? derdiniz" deyince mahkeme heyeti ve duruşmayı izleyenleri güldürdü. "AHMET TÜRKMEN'İ TANIMAM. MEHMET FINDIK'I TANIMAM" Şükrü Boydak, ayrıca Mahkeme başkanının 'Hamza Sıddık Türken ile Oğuz Sarıkaya'ya tanır mısın, ifadelerine ne diyorsun?' sorusuna 'Ahmet Türkmen'i tanımam. Mehmet Fındık'ı tanımam. Tanıkların ifadelerini asla kabul etmiyorum' diye cevap verdi. Gülhanım Budak ve Arif Budak ile ilgili ise Şükrü Boydak, "Bunlar yıllar önce boşanacaktı, biz araya girdik, barıştırdık, yeniden aile olmalarını sağladık, demek ki suç işlemişiz" dedi.  MUSTAFA BOYDAK Hain darbe gecesi teröristbaşı Fetullah Gülen başarılı olamadı. Atatürk ilke ve inkılaplarına, ülkemizin bölünmesine ve sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın canına kastetmişlerdir" dedi.   Tutuksuz sanık Mustafa Boydak mahkemedeki sorgu ve savunmasında "Hain darbe gecesi teröristbaşı Fetullah Gülen başarılı olamadı. Atatürk ilke ve inkılaplarına, ülkemizin bölünmesine ve sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın canına kastetmişlerdir. Hiçbir zaman benim ve ailemin bunlarla alakası olmamıştır. Allah rızası için gelen herkese yardım yapmışızdır" dedi. "VAKIFTA FETÖ'NÜN F'Sİ İLE İLGİLİ BİR SUÇLAMA VARSA..." Eğitime önem veren bir aile olduklarını söyleyen Boydak, "Ailemizde ilk ben üniversiteli oldum. Ağabeyim Hacı Boydak hapishanede olmasına rağmen sınavlarına girmektedir. Eğitimin bizde yeri ayrıdır. Kapımızı eğitim için çalanlara ayrı bakmaktayız. Allah rızası ve eğitim bizim hassas konularımızdır. İşte bu örgüt de bizim bu hassas noktalarımızdan faydalanmış olabilir. Burada bizim herhangi bir kastımız yoktur. Boydak Vakfı 20 Temmuz'da kapatıldı. Vakfın neden kapatıldığına anlam veremedik. Vakıfta yasaya hiçbir aykırılık yoktur. Boydak Eğitim ve Kültür Vakfı 2007 yılında kurulmuştur. Çalışanlara burslar verilmiştir. Orada 18 bin 500 kişiye burs vermişiz. Vakıf kriterlerinin dışında kimseye burs verilmemiştir. Biz, kimseyi ayırmadan bu yardımları yapıyoruz. Bu vakıfta 25 milyon liralık bir bütçe harcanmış. Vakıfta FETÖ'nün F'si ile ilgili bir suçlama varsa biz her türlü cezaya razıyız. Vakfın tüm harcamalarında özen gösterilmiştir. Biz şimdi verilen burslardan, hastanede tedavi gören hastalara yardım etmekten, aşevlerinde verdiğimiz yardımlardan dolayı bu işlerle suçlanıyoruz. KHK sonrası yardımlardan faydalanan kişiler artık yardım alamıyor. Ben bu kişilere yardımların yapılmasını tekrar talep ediyorum. Yaptığımız  yardımları helalinden kazandık ve helalinden yapıyoruz. Vakfın FETÖ ile ilgili bağlantılı olup olmadığı yapılan incelemeler sonrası ortaya çıkacaktır. Ben vakfın hesaplarının incelenmesini istiyorum. Firmamız çeşitli denetimlerden geçiyor. Son 4 yılda 200'ün üzerinde denetimden geçtik. Bizim endişemiz hayırseverliğe zarar verilmesin. Hayırseverlik anlayışımız FETÖ nedeniyle engellenecek diye bir korkum var. Biz her yere yardım yaptık. FETÖ ile mücadele 17-25 Aralık'tan sonra başlamış değil ben 15 yıldır mücadele veriyorum. Yaptığımız bir yurdu FETÖ'cüler ele geçirmişler. Kız öğrenciler kalıyormuş. 17-25 Aralık'tan sonra hemen onları çıkarttım. Suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatimi talep ediyorum" diye konuştu.  Boydaklar savunmalarını yazılı olarak da mahkemeye iletti.   BEKİR BOYDAK  MAHKEMEDE YAPTIĞI SORGU VE SAVUNMASINI GÖZYAŞLARI ARASINDA YAPARAK, "95 gündür özgürlüğüm elimden alındı, tutukluyum ancak hiçbir şikayetim yok. Çünkü cezaevinde 3 ağabeyime hizmet etmeye imkan buldum. Kanser hastası ağabeyime, hasta ağabeyime hizmet ediyorum ama özgürlük, özgürlüktür" dedi. Boydak ayrıca, Kınaş'ın annesinin kendisini küçükken mıncıkladığını, Hacı Osman Büyükata'nın ise ilkokulda sınıf arkadaşı olduğunu diğer sanıkların hiçbirini tanımadığını söyledi.  250 kişilik Kayseri Adalet Sarayı Konferans Salonu'nda Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasında Hacı Boydak'ın yanı sıra Memduh Boydak da savunma yapmış, ilk gün sadece iki sanığın savunması alınmıştı. İkinci gün devam eden davada yine tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile müştekiler ve avukatlar hazır bulundu. "KINAŞ'IN ANNESİ BENİ KÜÇÜKKEN MINCIKLARDI" Tutuklu sanık Bekir Boydak mahkemede yaptığı sorgu ve savunmasında, "Hacı, Mustafa, Memduh Boydak'ların kardeşleri olurum. 28 yıldır İstanbul'da yaşıyorum ama Kayseri'de kurulu terör örgütüne üye olmak ile suçlanıyorum. 95 gündür tutukluyum. 68 sanık var, 8'i Boydak ailesinden diğer 60 kişinin bir kaç kişi dışında hiçbirini tanımıyorum, bu nasıl bir terör örgütüdür. Bir tane bu arkadaşlarla HTS kaydım ya da görüşmem varsa iki kez müebbet cezasına razıyım. Sadece sanıklardan tanıdığım Hamdi Kınaş var. Annesi beni küçükken mıncıklardı. Hacı Osman Büyükata ise ilkokulda sınıf arkadaşımdı" dedi. GÖZYAŞLARINA BOĞULDU 28 yıldır İstanbul'da yaşadığı için Kayseri'de cemaat toplantılarına katılma gibi fiziki bir imkanı olmadığını söyleyen Boydak, "Ayda bir Kayseri'ye gelirdim, onda da rahmetli anneciğimi bir gün ziyaret eder, hayır duasını alır, İstanbul'a dönerdim" diyerek gözyaşlarına boğuldu. "CEZAEVİNDE KANSER HASTASI AĞABEYİME HİZMET EDİYORUM" Boydak ayrıca savunmasında, "Hiçbir mütevelli heyetinde yer almadım, 95 gündür özgürlüğüm elimden alındı, tutukluyum ancak hiçbir şikayetim yok. Çünkü cezaevinde 3 ağabeyime hizmet etmeye imkan buldum. Kanser hastası ağabeyime, hasta ağabeyime hizmet ediyorum ama özgürlük, özgürlüktür" dedi. "1 MİLYAR SERVETİM VARDI, ŞİMDİ YOK" Terör örgütü üyesi olarak anılmaktan dolayı dahi çok üzgün olduğunu belirten Boydak, "Ankara Sincan Cezaevi'nde Türk Ceza Kanunu (TCK)'nu adeta hatmettim. Neden bu suçtan dolayı suçlanıyorum bilmiyorum. Eşim bile bizden habersiz 24 sene iyi gizlemişsin kendini. 6-7 milyon yıllık gelirim vardı, 1 milyar servetim vardı şimdi hiçbiri yok" şeklinde konuştu. "TAHLİYEMİ TALEP EDİYORUM" Boydak 15 Temmuz'dan sonra hapishane koşullarının berbat olduğunu ifade ederek, "Bize mahkemeye hazırlık için yeterli imkan sağlanamadı. Ağabeylerim cezaevine girince Boydak Eğitim Vakfı'nda 3-4 ay İlyas yeğenim ile görev aldım. O sürede de herhangi bir işlem yapılmadı. Tahliyemi talep ediyorum" diye savunmasını tamamladı.     İLYAS BOYDAK   "Babam benim hesabımdan 12 bin dolar hayır yapmış. 2.5 ay müebbet tutukluluklarının kaldığı hücrede kaldım" dedi.  "15 TEMMUZ GECESİ BABAMIN KANSER OLDUĞUNU ÖĞRENDİK" İlyas Boydak mahkemedeki sorgu ve savunmasında "Ben Hacı Boydak'ın oğluyum. Boydak Holding'te yüzde 2 babamın hediye hissesi vardır. Ben teknoloji şirketine 50 bin dolar yatırım yaptım. Kanlı darbe girişimi gecesi babam ile birlikteydik. O gün gündüz babama kanser teşhisi konulmuştu. Kanser hastası olduğunu öğrendik. O gece ailece toplandık. Yemek yedik. Haberlerde köprülerin kapandığını duyduk. Mustafa Boydak hemen darbe girişimine tepkisini anında dile getirdi. Darbe girişimini bilsek 16 Temmuz'a hastaneye babam için randevu alır mıyız" dedi. "BABAMIN YAPTIĞI 12 BİN DOLARLIK YARDIM..."  2.5 ay hücrede kaldığını söyleyen Boydak, "Babamın yaptığı 12 bin dolarlık yardım gariban ülkelere su kuyusu açılması için 3 kızım adına 4'er bin TL'lik hayırlardır. Beraatımı ve tahliyemi talep ediyorum" diye konuştu.  MURAT BOZDAĞ Cezaevinde 60 metrekarede 36 kişi kalıyoruz. Haftada 10 dakika avukatımız ile görüşebiliyoruz. Benim evimde çıkmayan hard diskler benim evimde çıkmış gibi iddianamede yer almış” dedi. “HAFTADA 10 DAKİKA AVUKATIMIZ İLE GÖRÜŞEBİLİYORUZ” Tutuklu sanık Murat Bozdağ mahkemedeki sorgu ve savunmasında “Boydak Holding’in yönetim kurulu üyesiydim. KAYSO’da meslek komitesi başkanlığı yaptım. Hacı, Memduh, Mustafa Boydak’lar dayım olurlar. Şükrü Boydak da kayınpederim” diyerek sözlerine başladı. Bozdağ, savunmasını şöyle sürdürdü: “Cezaevinde 60 metrekarede 36 kişi kalıyoruz. Haftada 10 dakika avukatımız ile görüşebiliyoruz. Benim evimde çıkmayan hard diskler benim evimde çıkmış gibi iddianamede yer almış. Evimdeki kitapları D&R’dan aldım. Hepsi bandrollü, eğer onları okumak suç ise firmalar da ifade vermeli.” “NAMAZ KILARKEN KELEPÇELERİMİZ ÇIKARILSIN” Bozdağ ayrca mahkeme başkanından bir istekte bulunarak, “Duruşmanın öğle arası verdiğinde nezarette, parmaklıklar arasında kelepçelerimiz çıkarılırsa, daha rahat namaz kılmak istiyoruz” dedi. Mahkeme başkanı jandarma ekiplerine öğle arasında yemek yerken ve namaz kılarken kelepçelerin çıkarılması talimatı verdi.  EROL BOYDAK “Tanık İbrahim Ezinç 30 yıl cemaate hizmet etmiş. 30 yıl FETÖ’cü kişi tanık, ben sanığım” dedi.   Tutuksuz sanık Erol Boydak mahkemedeki sorgu ve savunmasında “FETÖ/PDY ile alakam yok hiçbir toplantıya katılmadım. Tanık İbrahim Ezinç kendisi toplantıya katıldığını, 30 yıl cemaate yardım ettiğini beyan etmiş. Güya 17-25 Aralık sonrası katılmamış. 30 yıl cemaatte kalan, dershane kapatılmasıyla cemaat bırakılabilir mi? Ayrıca benim zorumla gitmiş demesi inandırıcı değildir. 30 yıl FETÖ’cü tanık, ben sanığım. Twitlerin bana ait olup olmadığını hatırlamıyorum. Terör içerikli twitlerim yoktur, kişisel görüş ve düşünce özgürlüğüdür” diye konuştu.  ‘İNLERİMİZE GİRECEKMİYMİŞ ABİ?’ Mahkeme Başkanı, sanık Erol Boydak’a GESİAD eski Genel Sekreteri Şaban Kazancı’ya ‘İnlerimize girecekmiymiş abi?’ şeklinde whatsaptan mesaj atıp atmadığını sordu. Boydak, öyle bir mesaj attığını, şaka mahiyetinde olduğunu söyledi. HABER:KAYSERİ DENİZ POSTASI /ŞEREF KAHRAMAN
Kayseri'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında haklarında dava açılan, iş adamları Hacı, Memduh ve Şükrü Boydak

 

 

Kayseri'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında haklarında dava açılan, iş adamları Hacı Boydak, Memduh Boydak, Şükrü Boydak, Bekir Boydak,İlyas Boydak ve Murat Bozdağ'an aralarında yer aldığı 68 sanığın yargılanmasına başlandı.

 

FETÖ/PDY soruşturması kapsamında aralarında Boydak kardeşlerin de olduğu davada 

Kim neler söyledi.

HACI BOYDAK 

HACI BOYDAK, SAFFET ASLAN İLE İLGİLİ ŞOK İDDİALARDA BULUNARAK, "Bu kuruma bakış açısı olumsuz ise neden kızına Melikşah Üniversitesinde eğitim aldırmıştır?" derken, 22 Mayıs 2012 tarihinde terör örgütü lideri Fetullah Gülen ile çekilen fotoğrafı şöyle açıkladı: "Mehmet Özhaseki bana gelip ısrar etti ve 'Sen Kayseri’nin en büyük işadamısın, gelmezsen olmaz' deyince ben de gittim, herkes o gün fotoğraf çekindi" dedi.

Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yürütülen ancak katılımın yoğunluğu nedeniyle Konferans Salonunda görülen duruşmada ilk savunmayı, ‘terör örgütü yöneticiliği yapmak ve terör örgütünü finansman sağlamak’ suçlarından dolayı tutuklu bulunan Hacı Boydak yaptı. 2016 Mart ayına kadar yöneticiliğini yaptığı Boydak Eğitim ve Kültür Vakfındaki yardım ve bağışların yalnızca eğitim ve sağlık amacıyla yapıldığını, terör örgütüne finansman sağlamadıklarını ileri süren Hacı Boydak, “Vakıf holding bünyesindeki çalışanların ve onların çocuklarının eğitim ve sağlık ihtiyaçlarını karşılamak için kuruldu. Örneğin vakıf sayesinde çok sayıda çalışanımız tüp bebek tedavisi gördü ve anne-baba oldu. Ancak bir süre sonra mülki idari amirliklerden gelen yardım taleplerine de kayıtsız kalamadık, ilgili idari amirliklerle protokol imzalandı ve yardımlar onlar tarafından dağıtıldı. 400 öğrenciye ve bütün çalışanlarımızın liseye ve üniversiteye giden çocuklarına burs sağlandı. Ayrıca Vakfımız Başbakanlığa müracaat etti. İçişleri Bakanlığına bağlı Dernekler Masası aracılığı ile faaliyetlerini sürdürmektedir. Vakıfla ilgili tüm belgeler Vakıflar İl Müdürlüğünde mevcuttur. Belgelerde herhangi bir suç unsurunun olup olmadığının tespit edilmesi için incelenmesini talep ediyorum. Bugün bu yardımlardan dolayı yargılanıyorum” dedi.

İpek Mobilya Yönetim Kurulu Başkanı Saffet Aslan’ın iddialarını dillendiren Hacı Boydak, “Melikşah Üniversitesi kongre salonunu yaptıran Saffet Aslan, neden o dönemde konuşmamıştır da, şimdi konuşmuştur? Yine o dönemde Saffet Aslan kızının Melikşah Üniversitesinden eğitim almasını istemiştir. Bu kuruma bakış açısı olumsuz ise neden kızına Melikşah Üniversitesinde eğitim aldırmıştır? Yine aynı şekilde, Holding çalışanlarından zekat ve himmet adından para topladığımız şeklinde başkaları tarafından isnatlarda bulunulmuştur. Şirketimiz sürekli olarak bağımsız denetçiler tarafından denetlenmektedir. Yine soruşturmaların başladığı 2014 yılından bu yana yüzün üzerinde denetime tabi tutuldu. Hiçbir incelemede böyle bir duruma rastlanmadı. Resmi evrak ve kayıtları TMSF’ye devredilen Boydak Holding’de bu evraklar mevcuttur. İstendiği zaman gerçek ortaya çıkacaktır. Onun dışında şirketimizin 14 bin çalışanından biri olan Ekrem Baktır kardeşlerimle benim aramdaki ilişkiye nereden bilecektir. Ekrem Baktır’ın gelini holdingimizde çalışırken kendisi istifa etmiştir. Bundan dolayı tazminatı verilmemiştir. Oğlu da Boyçelik’te yapılan kaizen çalışması sonunda işten çıkarılmıştır, tazminatı verilmiştir. Ekrem Baktır’ın kişisel husumetlerinden kaynaklı beyanlarının dikkate alınmamasını talep ediyorum” diye konuştu.

TERÖRİST BAŞI GÜLEN’LE FOTOĞRAFI

Hacı Boydak, 22 Mayıs 2012 tarihinde terör örgütü lideri Fetullah Gülen ile çekilen fotoğrafın detaylarını ise şöyle anlattı:

“O gezi de, o dönemin belediye başkanı olan Mehmet Özhaseki de dahil olmak üzere 9 kişi vardı. Biz Büyükşehir Belediyesinin kardeş şehri olan Kuzey Karolina’yı ziyaret etmeye gittik. Özhaseki bana gelip ısrar etti ve -Sen Kayseri’nin en büyük işadamısın, gelmezsen olmaz- dedi. Zaten gezi 8 gündü, ben 3. günde döndüm. Evet o ziyaret kapsamında Pensilvanya’ya gittik, Fetullah Gülen ile fotoğraf çektirdik ama herkes çektirdi. Büyükşehir Belediyesinin internet sitesinde Kuzey Karolina ziyareti ile ilgili fotoğrafa baktığınızda üzerimde aynı kıyafet olduğunu göreceksiniz. Mardin ziyaretine de 150 işadamı ile gittik. Mardin’de Bilye köyündeki çatışmada mağdur olan çocuklara yardımcı olmak için oraya gittim. Zaten bir tek benim yanımda oyuncak ve benzer gibi hediyeler vardı. Bizi Mardin Valisi karşıladı. İçişleri Bakanı Muammer Güler de oradaydı. Akşamına da Mardin Artuklu Üniversitesinde konuşma yaptık. Bu video kayıtları mevcuttur. Ben orada Fethullah Gülen’e dair hiçbir söylemde bulunmadım. O zaman başbakanımız olan Erdoğan’ın 2023 hedeflerine kenetlendiğimizi söyledim. Bunun yanı sıra TBMM üyesi çok sayıda kişinin basında Fethullah Gülen ile ilgili fotoğrafları servis edildi. Onlar yargılanmazken benim yargılanıyor olmam anayasanın eşitlik ilkesine aykırıdır.”

OĞLU İÇİN GÖZYAŞI DÖKTÜ

Hacı Boydak, terör örgütüne finans sağladığı gerekçesi ile tutuklu olan oğlu İlyas Boydak’ın değil, kendisinin Kimse Yok Mu derneğine yardımda bulunduğunu savundu. Gözyaşlarına engel olamayan Hacı Boydak, “Bana suç olarak isnat edilen bağışların neden yasal olarak bankalardan yapılmasına izin verilmiştir. Oğluma isnat edilen suçun da karşılığı yoktur. Kimse Yok Mu derneğine o parayı sırf Müslüman ülkelere kuyu açılması için ben bağışladım, oğlum İlyas değil. Oğlumun masumiyetinin ispatı adına bir baba olarak öncelikle bunun incelenmesini talep ediyorum” dedi.

“EVİMİN ÖNÜNDE 50-60 ARAÇ YOKTU”

Hacı Boydak, darbe girişimin gerçekleştiği 15 Temmuz gecesi, bağ evinin önünde yaklaşık 60 aracın bulunduğuna dair iddiayı da reddetti. Tutuklandıktan sonra serbest bırakıldığında hastaneye gittiğini ve darbe girişiminin olduğu gün mide kanseri olduğunu belirten Hacı Boydak, “Hastalığımı duyan kardeşlerim Kayseri’ye geldi. Biz, o geceyi çekirdek ailem ve iki kardeşimle birlikte bağ evimde geçirdik. Hatta yatsı namazını da oradaki camide kıldık. 15 Temmuz’dan sonra İstanbul Nişantaşı’ndaki Amerikan Hastanesinde kaldığım sırada arandığımı öğrendim ve Kayseri’ye geldim. Daha sonra da adli kontrol şartı ile serbest bırakılmama karar verildi. 15 Temmuz’da evimin önünde 50-60 araç olduğuna dair suçlamaya karşı komşularımın beyanlarına başvurulmasını, kamera kayıtlarının incelenmesini ve namaz kıldığımız caminin kayıtlarının incelenmesini istedim. Ancak talebim kabul edilmedi. Ben kanlı terör örgütünün yöneticisi olmadım. Terör örgütüne finans sağlamadım. 15-25 Aralık sürecinden önce Allah rızası için eğitim amacıyla yardım etmişsek de, bu tarihten sonra bir bağış ya da yardım olmadı. 17-25 Aralık’tan sonra bildiri sunan 483 STK’nın bir çoğuna da yardımda bulunduk. Bu, 17-25 Aralık öncesine bakış açımızı ortaya koymaktadır. Ailem ve ben devlete bağlı insanlarız. İnancım gereği Allah rızası için yaptığım yardım ve bağışlardan dolayı yargılanıyorum. Hapishanede fiziki şartlar yeterli olmadığı için hakkımdaki 16 klasörden oluşan iddiaların hepsini bilmiyorum. Tarafıma isnat edilen suçları kabul etmiyorum. Beraatıma karar verilmesini talep ediyorum” ifadelerini kullandı. 

ŞÜKRÜ BOYDAK

Savunma yaparken ağlamaktan konuşamadı.  Boydak, "Bu 15 Temmuz darbe girişiminin Boydak ailesine ve devletime verdiği zararlarını hiçbir zaman unutmayacağım" dedi.

"MAHKEME NEYMİŞ, GİZLİLİK, SAVCILIK NEYMİŞ BU ZAMANA KADAR BİLMEZDİM"

Tutuklu sanık Şükrü Boydak mahkemedeki sorgu ve savunmasında "Mahkeme neymiş, gizlilik, savcılık neymiş bu zamana kadar bilmezdim. Bu hain terör saldırısı sonrası burada öğrendim" diyerek ağlamaya başladı. 

AĞLAMAKTAN KONUŞAMADI

Bir süre sonra yeniden savunmasına devam eden Şükrü Boydak, "Ben AK Parti'ye açık açık destek veren birisiydim. Kurulduğundan beri AK Parti'yi savundum. Neden burada olmama anlam veremiyorum.. 4 yıldır torunum Serdar Tuna'nın sağlık sorunları nedeniyle İstanbul'da yaşıyorum. Kızım ve torunuma destek olmak için eşim ile İstanbul'a taşındık. Eşim ile ben tahliye olmadan torunum ameliyat olamıyor" diyerek tekrar gözyaşlarına boğuldu. 

Yanında bulunan sudan içtikten sonra konuşmasına devam eden Boydak, "Bana Hacılar'da 20 bin nüfuslu memleketimde Şükrü Baba diye hitap ederler. Yardımseverliğimden, oradaki garibanlar bana böyle hitap eder" dedi ve yine ağladı. 7 yıldır ABD'de okuyan oğlu Muhammed Lütfü Boydak'a gönderdiği paraların ve 2 kez ABD'ye gitmesinin iddianamede suç unsuru olarak karşısına çıktığını söyleyen Şükrü Boydak, tekrar ağlamaya başladı. 

"BU DARBEYİ VE VERDİĞİ ZARARLARI HİÇ UNUTMAYACAĞIM"

Kendisinin işadamı olduğunu söyleyen Şükrü Boydak, "Darbeye nasıl destek veririm, en büyük zararı bana verir. Bu 15 Temmuz darbe girişiminin Boydak ailesine ve devletime verdiği zararlarını hiçbir zaman unutmayacağım. Ülkemi yıkmaya teşebbüs eden terör örgütüne destek vermem nasıl düşünülür. Tahliyemi istiyorum" dedi.

BOYDAK İLE HAKİM ARASINDA GÜLDÜREN DİYALOG

Mahkeme başkanının 'Sıtkı Baş'ı nereden tanırsın?' sorusuna olumsuz cevap veren Şükrü Boydak'a, hakim birlikte çekilmiş fotoğrafları olduğunu söyleyince, "Kendisini tanımam, hasbel kader karşılaşmışızdır, o da ben ünlü bir isim olduğum için çekinmek istemiştir" dedi. Mahkeme başkanının 'Peki ünlü isen bizim seninle neden fotoğrafımız yok?' sorusuna Boydak, "O ünlü ve forslu olduğum zamanlara denk gelseydiniz, Şükrü bey bir fotoğraf çekinebilir miyiz? derdiniz" deyince mahkeme heyeti ve duruşmayı izleyenleri güldürdü.

"AHMET TÜRKMEN'İ TANIMAM. MEHMET FINDIK'I TANIMAM"

Şükrü Boydak, ayrıca Mahkeme başkanının 'Hamza Sıddık Türken ile Oğuz Sarıkaya'ya tanır mısın, ifadelerine ne diyorsun?' sorusuna 'Ahmet Türkmen'i tanımam. Mehmet Fındık'ı tanımam. Tanıkların ifadelerini asla kabul etmiyorum' diye cevap verdi. Gülhanım Budak ve Arif Budak ile ilgili ise Şükrü Boydak, "Bunlar yıllar önce boşanacaktı, biz araya girdik, barıştırdık, yeniden aile olmalarını sağladık, demek ki suç işlemişiz" dedi.

 MUSTAFA BOYDAK

Hain darbe gecesi teröristbaşı Fetullah Gülen başarılı olamadı. Atatürk ilke ve inkılaplarına, ülkemizin bölünmesine ve sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın canına kastetmişlerdir" dedi.

 

Tutuksuz sanık Mustafa Boydak mahkemedeki sorgu ve savunmasında "Hain darbe gecesi teröristbaşı Fetullah Gülen başarılı olamadı. Atatürk ilke ve inkılaplarına, ülkemizin bölünmesine ve sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın canına kastetmişlerdir. Hiçbir zaman benim ve ailemin bunlarla alakası olmamıştır. Allah rızası için gelen herkese yardım yapmışızdır" dedi.

"VAKIFTA FETÖ'NÜN F'Sİ İLE İLGİLİ BİR SUÇLAMA VARSA..."

Eğitime önem veren bir aile olduklarını söyleyen Boydak, "Ailemizde ilk ben üniversiteli oldum. Ağabeyim Hacı Boydak hapishanede olmasına rağmen sınavlarına girmektedir. Eğitimin bizde yeri ayrıdır. Kapımızı eğitim için çalanlara ayrı bakmaktayız. Allah rızası ve eğitim bizim hassas konularımızdır. İşte bu örgüt de bizim bu hassas noktalarımızdan faydalanmış olabilir. Burada bizim herhangi bir kastımız yoktur. Boydak Vakfı 20 Temmuz'da kapatıldı. Vakfın neden kapatıldığına anlam veremedik. Vakıfta yasaya hiçbir aykırılık yoktur. Boydak Eğitim ve Kültür Vakfı 2007 yılında kurulmuştur. Çalışanlara burslar verilmiştir. Orada 18 bin 500 kişiye burs vermişiz. Vakıf kriterlerinin dışında kimseye burs verilmemiştir. Biz, kimseyi ayırmadan bu yardımları yapıyoruz. Bu vakıfta 25 milyon liralık bir bütçe harcanmış. Vakıfta FETÖ'nün F'si ile ilgili bir suçlama varsa biz her türlü cezaya razıyız. Vakfın tüm harcamalarında özen gösterilmiştir. Biz şimdi verilen burslardan, hastanede tedavi gören hastalara yardım etmekten, aşevlerinde verdiğimiz yardımlardan dolayı bu işlerle suçlanıyoruz. KHK sonrası yardımlardan faydalanan kişiler artık yardım alamıyor. Ben bu kişilere yardımların yapılmasını tekrar talep ediyorum. Yaptığımız  yardımları helalinden kazandık ve helalinden yapıyoruz. Vakfın FETÖ ile ilgili bağlantılı olup olmadığı yapılan incelemeler sonrası ortaya çıkacaktır. Ben vakfın hesaplarının incelenmesini istiyorum. Firmamız çeşitli denetimlerden geçiyor. Son 4 yılda 200'ün üzerinde denetimden geçtik. Bizim endişemiz hayırseverliğe zarar verilmesin. Hayırseverlik anlayışımız FETÖ nedeniyle engellenecek diye bir korkum var. Biz her yere yardım yaptık. FETÖ ile mücadele 17-25 Aralık'tan sonra başlamış değil ben 15 yıldır mücadele veriyorum. Yaptığımız bir yurdu FETÖ'cüler ele geçirmişler. Kız öğrenciler kalıyormuş. 17-25 Aralık'tan sonra hemen onları çıkarttım. Suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatimi talep ediyorum" diye konuştu.  Boydaklar savunmalarını yazılı olarak da mahkemeye iletti.

 

BEKİR BOYDAK

 MAHKEMEDE YAPTIĞI SORGU VE SAVUNMASINI GÖZYAŞLARI ARASINDA YAPARAK,

"95 gündür özgürlüğüm elimden alındı, tutukluyum ancak hiçbir şikayetim yok. Çünkü cezaevinde 3 ağabeyime hizmet etmeye imkan buldum. Kanser hastası ağabeyime, hasta ağabeyime hizmet ediyorum ama özgürlük, özgürlüktür" dedi. Boydak ayrıca, Kınaş'ın annesinin kendisini küçükken mıncıkladığını, Hacı Osman Büyükata'nın ise ilkokulda sınıf arkadaşı olduğunu diğer sanıkların hiçbirini tanımadığını söyledi. 

250 kişilik Kayseri Adalet Sarayı Konferans Salonu'nda Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasında Hacı Boydak'ın yanı sıra Memduh Boydak da savunma yapmış, ilk gün sadece iki sanığın savunması alınmıştı. İkinci gün devam eden davada yine tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile müştekiler ve avukatlar hazır bulundu.

"KINAŞ'IN ANNESİ BENİ KÜÇÜKKEN MINCIKLARDI"

Tutuklu sanık Bekir Boydak mahkemede yaptığı sorgu ve savunmasında, "Hacı, Mustafa, Memduh Boydak'ların kardeşleri olurum. 28 yıldır İstanbul'da yaşıyorum ama Kayseri'de kurulu terör örgütüne üye olmak ile suçlanıyorum. 95 gündür tutukluyum. 68 sanık var, 8'i Boydak ailesinden diğer 60 kişinin bir kaç kişi dışında hiçbirini tanımıyorum, bu nasıl bir terör örgütüdür. Bir tane bu arkadaşlarla HTS kaydım ya da görüşmem varsa iki kez müebbet cezasına razıyım. Sadece sanıklardan tanıdığım Hamdi Kınaş var. Annesi beni küçükken mıncıklardı. Hacı Osman Büyükata ise ilkokulda sınıf arkadaşımdı" dedi.

GÖZYAŞLARINA BOĞULDU

28 yıldır İstanbul'da yaşadığı için Kayseri'de cemaat toplantılarına katılma gibi fiziki bir imkanı olmadığını söyleyen Boydak, "Ayda bir Kayseri'ye gelirdim, onda da rahmetli anneciğimi bir gün ziyaret eder, hayır duasını alır, İstanbul'a dönerdim" diyerek gözyaşlarına boğuldu.

"CEZAEVİNDE KANSER HASTASI AĞABEYİME HİZMET EDİYORUM"

Boydak ayrıca savunmasında, "Hiçbir mütevelli heyetinde yer almadım, 95 gündür özgürlüğüm elimden alındı, tutukluyum ancak hiçbir şikayetim yok. Çünkü cezaevinde 3 ağabeyime hizmet etmeye imkan buldum. Kanser hastası ağabeyime, hasta ağabeyime hizmet ediyorum ama özgürlük, özgürlüktür" dedi.

"1 MİLYAR SERVETİM VARDI, ŞİMDİ YOK"

Terör örgütü üyesi olarak anılmaktan dolayı dahi çok üzgün olduğunu belirten Boydak, "Ankara Sincan Cezaevi'nde Türk Ceza Kanunu (TCK)'nu adeta hatmettim. Neden bu suçtan dolayı suçlanıyorum bilmiyorum. Eşim bile bizden habersiz 24 sene iyi gizlemişsin kendini. 6-7 milyon yıllık gelirim vardı, 1 milyar servetim vardı şimdi hiçbiri yok" şeklinde konuştu.

"TAHLİYEMİ TALEP EDİYORUM"

Boydak 15 Temmuz'dan sonra hapishane koşullarının berbat olduğunu ifade ederek, "Bize mahkemeye hazırlık için yeterli imkan sağlanamadı. Ağabeylerim cezaevine girince Boydak Eğitim Vakfı'nda 3-4 ay İlyas yeğenim ile görev aldım. O sürede de herhangi bir işlem yapılmadı. Tahliyemi talep ediyorum" diye savunmasını tamamladı.

 

 

İLYAS BOYDAK

 

"Babam benim hesabımdan 12 bin dolar hayır yapmış. 2.5 ay müebbet tutukluluklarının kaldığı hücrede kaldım" dedi. 

"15 TEMMUZ GECESİ BABAMIN KANSER OLDUĞUNU ÖĞRENDİK"

İlyas Boydak mahkemedeki sorgu ve savunmasında "Ben Hacı Boydak'ın oğluyum. Boydak Holding'te yüzde 2 babamın hediye hissesi vardır. Ben teknoloji şirketine 50 bin dolar yatırım yaptım. Kanlı darbe girişimi gecesi babam ile birlikteydik. O gün gündüz babama kanser teşhisi konulmuştu. Kanser hastası olduğunu öğrendik. O gece ailece toplandık. Yemek yedik. Haberlerde köprülerin kapandığını duyduk. Mustafa Boydak hemen darbe girişimine tepkisini anında dile getirdi. Darbe girişimini bilsek 16 Temmuz'a hastaneye babam için randevu alır mıyız" dedi.

"BABAMIN YAPTIĞI 12 BİN DOLARLIK YARDIM..."

 2.5 ay hücrede kaldığını söyleyen Boydak, "Babamın yaptığı 12 bin dolarlık yardım gariban ülkelere su kuyusu açılması için 3 kızım adına 4'er bin TL'lik hayırlardır. Beraatımı ve tahliyemi talep ediyorum" diye konuştu. 

MURAT BOZDAĞ

Cezaevinde 60 metrekarede 36 kişi kalıyoruz. Haftada 10 dakika avukatımız ile görüşebiliyoruz. Benim evimde çıkmayan hard diskler benim evimde çıkmış gibi iddianamede yer almış” dedi.

“HAFTADA 10 DAKİKA AVUKATIMIZ İLE GÖRÜŞEBİLİYORUZ”

Tutuklu sanık Murat Bozdağ mahkemedeki sorgu ve savunmasında “Boydak Holding’in yönetim kurulu üyesiydim. KAYSO’da meslek komitesi başkanlığı yaptım. Hacı, Memduh, Mustafa Boydak’lar dayım olurlar. Şükrü Boydak da kayınpederim” diyerek sözlerine başladı. Bozdağ, savunmasını şöyle sürdürdü: “Cezaevinde 60 metrekarede 36 kişi kalıyoruz. Haftada 10 dakika avukatımız ile görüşebiliyoruz. Benim evimde çıkmayan hard diskler benim evimde çıkmış gibi iddianamede yer almış. Evimdeki kitapları D&R’dan aldım. Hepsi bandrollü, eğer onları okumak suç ise firmalar da ifade vermeli.”

“NAMAZ KILARKEN KELEPÇELERİMİZ ÇIKARILSIN”

Bozdağ ayrca mahkeme başkanından bir istekte bulunarak, “Duruşmanın öğle arası verdiğinde nezarette, parmaklıklar arasında kelepçelerimiz çıkarılırsa, daha rahat namaz kılmak istiyoruz” dedi. Mahkeme başkanı jandarma ekiplerine öğle arasında yemek yerken ve namaz kılarken kelepçelerin çıkarılması talimatı verdi. 

EROL BOYDAK

“Tanık İbrahim Ezinç 30 yıl cemaate hizmet etmiş. 30 yıl FETÖ’cü kişi tanık, ben sanığım” dedi.

 

Tutuksuz sanık Erol Boydak mahkemedeki sorgu ve savunmasında “FETÖ/PDY ile alakam yok hiçbir toplantıya katılmadım. Tanık İbrahim Ezinç kendisi toplantıya katıldığını, 30 yıl cemaate yardım ettiğini beyan etmiş. Güya 17-25 Aralık sonrası katılmamış. 30 yıl cemaatte kalan, dershane kapatılmasıyla cemaat bırakılabilir mi? Ayrıca benim zorumla gitmiş demesi inandırıcı değildir. 30 yıl FETÖ’cü tanık, ben sanığım. Twitlerin bana ait olup olmadığını hatırlamıyorum. Terör içerikli twitlerim yoktur, kişisel görüş ve düşünce özgürlüğüdür” diye konuştu. 

‘İNLERİMİZE GİRECEKMİYMİŞ ABİ?’

Mahkeme Başkanı, sanık Erol Boydak’a GESİAD eski Genel Sekreteri Şaban Kazancı’ya ‘İnlerimize girecekmiymiş abi?’ şeklinde whatsaptan mesaj atıp atmadığını sordu. Boydak, öyle bir mesaj attığını, şaka mahiyetinde olduğunu söyledi.

HABER:KAYSERİ DENİZ POSTASI /ŞEREF KAHRAMAN

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hacilarhabergazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.