Hayatımızın belirli bir kapsamını internet üzerinde yaşıyoruz. Alışveriş sitelerinde, sosyal medya hesaplarında ve diğer birçok platformda “Şifren Kaydedilsin mi?” , “Kartın Kaydedilsin mi?” gibi birçok uyarı görmekteyiz. Bu verilerin işlenmesi kişiler ile mal ve hizmet sunanlar bakımından bazı kolaylıklar ve avantajlar sağlasa da verilerin istismar edilme riskini de beraberinde getirmektedir.  Tabi bunun yanında isimlerimiz, adreslerimiz ve demografik yapılarımız bize sorulmadan kaydediliyor. Peki, biz bunca “Dijital iz” imiz kaydediliyorken biz kendimizi nasıl koruyacağız?  İnterneti kullanmayarak veya şifrelerimizi kâğıda yazıp onu cüzdanımızda taşıyarak mı? :))  tabi ki de hayır. Haklarımızı bilerek ve onları savunarak kendimizi yaşanabilecek olan risklerden koruyabiliriz. Bunca kişisel veri varken, konu hakkında hukuki bir altyapı oluşturulması da zorunluluk haline gelmiştir. Konu hakkında Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) ile özel hayatın gizliliği hakkının özel bir biçimi olarak kişinin onur ve şahsiyetinin korunması ile kişiliğini serbestçe geliştirebilmesi için bireyin temel hak ve özgürlüklerini kişisel verilerin işlenmesi sırasında korumayı amaçlamaktadır.  Amaç dışı kullanım ve yetki dışı erişim gibi yasal olmayan davranışları engellemek için ihtiyaç duyulan bu düzenleme de verilerinizi işleyecek sorumluların sizden açık bir şekilde rıza almak zorundadır.  Bu düzenlemeler sadece ülkemizde değil; Avrupa, Amerika'da da çok sıkı bir şekilde takip edilmektedir. Yani kişisel verilerinizin kullanılmasıyla mağdur olduğunuz herhangi bir durumda yetkili mercilere başvuru yapabilirsiniz.  Peki, çalıştığımız ortamdaki kişisel verilerimiz? “İşveren, işçi hakkında edindiği bilgileri dürüstlük kuralları ve hukuka uygun olarak kullanmak ve gizli kalmasında işçinin haklı çıkarı bulunan bilgileri açıklamamakla yükümlüdür” Peki işverenler ne yapmalı? İşverenler edildiği bilgileri istisnasız bir şekilde saklayarak üçüncü kişiler ile paylaşmamalıdır. Çalışanlarının bilgilerini hukuka aykırı bir şekilde işlenmesini engelleyerek muhafaza etmelidir. Bilgileri saklama işlemi genel olarak bilgisayarlarda ve ağ tabanlı veri merkezlerinde saklandığı için en üst düzey virüs programları ile korunmalı ve herhangi bir siber saldırı için hazır olunmalıdır. İşyeri teftişlerinde genel nitelikli bilgiler paylaşılmalıdır. Etnik köken, siyasi düşünce ve dini bilgiler paylaşılmamalıdır. Eleman ararken alınan CV'ler muhafaza edilmemeli veya anonim olarak kayıt altında tutulmalıdır. Bununla birlikte mesai saatlerinde kameralar ile görüntü alınabilir ve işçilerin çalışma durumları incelenebilir.    Sonuç olarak kişisel verilerimiz, günümüzde hayatın her alanında gerek kamu gerek özel sektör tarafından yaygın olarak kaydedilmekte, başkalarına transfer edilmekte ve özellikle dijital ağ aracılığıyla paylaşılmaktadır. İnternet üzerindeki ezberlemeyecek kadar çok olan bilgilerimizi kontrol altında tutmalı ve korumalıyız. İşverenlerin de konu hakkında detaylı olarak bilgi sahibi olması gerekmektedir. Unutmayalım, Hayatımızda “Önce Can Güvenliği” ise, sanal ortamda ise  “Önce Bilgi güvenliği”.