KERİM SANDAL’LA HACILAR AĞZI KELİMELERİN GİZLİ DÜNYASI”NA BİR YOLCULUK
KERİM SANDAL’LA HACILAR AĞZI KELİMELERİN GİZLİ DÜNYASI”NA BİR YOLCULUK
HACILAR HABER GAZETESİ GENEL YAYIN YÖNETMENİ AHMET TANDOĞAN’IN “KAYSERİ HACILAR AĞZI KELİMELERİN GİZLİ DÜNYASI” KİTABININ YAZARI KERİM SANDAL İLE YAPTIĞI RÖPORTAJ
HACILAR HABER GAZETESİ GENEL YAYIN YÖNETMENİ AHMET TANDOĞAN’IN “KAYSERİ HACILAR AĞZI KELİMELERİN GİZLİ DÜNYASI” KİTABININ YAZARI KERİM SANDAL İLE YAPTIĞI RÖPORTAJ
AHMET TANDOĞAN: Kerim Hocam, biz tanıyoruz ama yine de kendinizi tanıtır mısınız?
KERİM SANDAL: Hacılar’da doğdum. İlkokulu Hacılar Merkez İlkokulunda, ortaokulu ve liseyi Kayseri Merkez İmam Hatip Lisesinde okudum. Üniversiteyi ilk tercihim olan Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Bölümünde okudum. Çünkü tek hayalimdi öğretmenlik. Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Türk Dili Programında yüksek lisans yaptım. Öğretmenliğe 1995 yılında İstanbul Ümraniye Necatibey İlköğretim okulunda Türkçe öğretmeni olarak başladım. 1998-2002 yıllarında İstanbul Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesinde Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak görev yaptım. O zamanlar Anadolu liselerinde öğretmen olabilmek için Ankara’da Bakanlıkta sınava giriyorduk. Anadolu liselerinin özelliği vardı yani. Şimdi her okul Anadolu Lisesi.Sonra Kayseri’ye tayin istedim. Bünyan’a çıktı tayinim.2002-2005 yıllarında Kayseri Bünyan Anadolu Lisesi, Bünyan Naci Baydemir İmam Hatip Lisesinde görev yaptım. 2005-2012 yıllarında Hacılar Çok Programlı Lisesinde müdür yardımcısı ve müdür vekilliği yaptım. 2013 yılında Kayseri Fevzi Çakmak Lisesinde müdür yardımcısı olarak görev yaptım. Aynı yıl müdür yardımcılığı görevimi bırakıp öğretmen olarak Hacılar Ali İhsan Kalmaz ÇPL’ye döndüm. 2006 yılında Uzman Öğretmen, 2023 yılında da Başöğretmen oldum.Hâlen Gürdoğanlar Çok Programlı Anadolu Lisesinde Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak görevime devam ediyoruminşallah. Bir dönem Hacılar Dağcılık ve Kış Sporları Merkezi (HADAK)’nin yayın organı olan Hadak dergisinde yazılar yazdım ve derginin yazı işleri müdürlüğü görevini yürüttüm. Ayrıca Akpınar ve Kardelen dergilerinde yazdım. Türkiye Dağcılık Federasyonu ve Türkiye İzcilik Federasyonu üyesiyim.
AHMET TANDOĞAN: Kerim Hocam, kitabınızın ortaya çıkış öyküsünü anlatabilir misiniz? Fikir nasıl doğdu, kitabın ismine nasıl karar verdiniz, yazma süreci nasıl gelişti?
KERİM SANDAL: Üniversiteden Hocam, hatta bir dönem Türk Dil Kurumu Başkanı olan Mustafa KAÇALİNsayesinde etimolojiye merak sardım. Bu merak büyüdü ve araştırmaya sevketti beni. Bir dönem Ahmet BAKTIR’ın Editörlüğünü yaptığı Hadak kulübünün resmi yayın organı olan Hadak dergisinde hem yazı işleri müdürlüğü yaptım hem de “Kültür Edebiyat” köşesinde “Kelimelerin Gizli Dünyası” başlığıyla yazmaya başladım. Bu, okuyuculardan çok ilgi gördü. İlk başta ölçünlü dilde, yani standart dilde kullanılan sözcüklerden de yazıyordum. Sonra Hacılar ağzı kelimelere yöneldim. Bu daha çok ilgi gördü. Hacılarlı bazı akademisyen hocalarım bu yazıların kitap haline getirilmesi gerektiğini söylediler ama bu, hikaye yazma gibi oturayım hayal gücüyle yazayım şeklinde olmuyor. Sadece kelimeleri ve anlamlarını yazsam bir nebze yine kolay ama kitapta sadece kelimelerin anlamını değil kelimelerin etimolojisini yani hangi dilden geldiğini, hangi evrelerden geçtiğini de araştırdım. Kitababir tez hassasiyetiyle çalıştım ve kitabın oluşmasında 50 den fazla kaynak taradım. Kitabın yazma sürecipandemi döneminde hız kazandı. Bu dönemde iyice kitaba yoğunlaştım. Zaten kelimeler vardı ama eş, dost, akraba şunu da yazdın mı şu kelime var mı şeklinde çok destek oldular.Buradan hepsine çok çok teşekkür ediyorum. Sohbet ortamlarında çok kelime biriktirdim. İnsanlar direkt sorunca heyecanlanıyorlar ama muhabbet esnasında bol bol kelime çıkıyor ortaya.Kağıt kalem varsa yazıyorum, yoksa telefonun mesajına yazıp kendime mesaj atıyordum. Kitabın adına gelince, Hadak dergisinde yazdığım gibi Kelimelerin Gizli Dünyası olarak kalsın istedim. Anlam olarak da örtüşüyor zaten.İşte böyle bir süreç sonunda kitap çıktı. Rabbime hamdolsun.
AHMET TANDOĞAN: Hacılar Ağzı derken burada konuşma farklılığını kastediyoruz değil mi hocam? Yani “şîve” olarak da kullanılan.
KERİM SANDAL:Evet, insanımız bunu “şive” olarak kullanıyor ama bu kullanım yanlıştır. Çok kısa ve basit olarak şöyle ayırırız ağız ve şiveyi. Aynı ülke içinde dilin farklı söylenişine ağız diyoruz. Kayseri ağzı, Erzurum ağzı vs. Yani şehirlerarası bir fark. Şîve ise dildeki ülkeler arası bir fark.Kırgız Türkçesi, Azerbaycan Türkçesi gibi.
AHMET TANDOĞAN: Hocam, kitabınız Hacılar’ın kullandığı kelimelerden oluşan bir sözlük. Ama bildiğimiz sözlüklerden değil. Benim gördüğüm sözlüklerde madde başı kelime vardır, sonra o kelimenin kısaca anlamı yazar. Ama bakıyorum sizin kitapta bazı kelimeler yarım sayfa, bir sayfa anlatılmış.
KERİM SANDAL: Evet, haklısınız. Kitap, Hacılar Ağzı Kelimelerden oluşan bir sözlük ama kelimelerin derinlemesine etimolojisinin yapıldığı, yani kelimelerin görünenin arkasındaki anlam ve hikayelerinin anlatıldığı, kelimelerin deyimlerle, atasözleriyle, manilerle, beyitlerle, şiirlerle örneklendirilenbir sözlük. Bu, üstad Kaşgarlı Mahmud’un kullandığı bir yöntem. Kaşgarlı Mahmud, Türkçenin ilk sözlüğü olan Dîvânu Lugâti’t-Türk’te kelimeleri açıklarken, kelimeleri sav (atasözü) sağu (ağıt) ve koşuk (şiir) ile örneklendirmiştir. Bugün elimizdeki sav, sağu, koşuk örneklerinin kaynağıdır. Benim de kitabı yazarken bilgi ve ilham kaynağım olmuştur. Yazılışının 950. Yılı münasebetiyle 2024 yılı UNESKO (YUNESKO) tarafından “Dîvânu Lugâti’t-Türk” yılı ilan edilmiş fakat yazarı da eseri de hak ettiği değeri görmemiştir kanısındayım.
AHMET TANDOĞAN:Hocam kitapta birçok kelimenin başka dillerden geldiğini görüyoruz. Bizim Türkçe zannettiğimiz kelimeler bile bakıyoruz başka dillerden geçmiş. Bu konuyu izah eder misiniz?
KERİM SANDAL:Hacılar ağzında Arapça, Farsça, Rumca (Yunanca), Ermenice, kökenli sözcükler oldukça fazladır. Bu, yaşanılan coğrafyada dil etkileşimini gösterir. Rumlarla komşuluk yapan Hacılar halkı için bu çok tabiidir. Biliyorsunuz Server’in arka tarafında Gavur Çukuru denilen mevkiide “Rum, Ermeni komşularımız” vardı. İnşaat ve işçilikle alakalı kelimelerin çoğu Ermeniceden; dinî terimlerin çoğu Farsça ve Arapçadan geçmiştir. Bu, yüzyıllarca süren etkileşimin sürecinde olmuştur. Halkın konuştuğu kelimenin alındığı dilden çok farklılık göstermesi de bu kelimeleri halkın kendi dil ve gırtlak yapısına uydurmasındandır. Bu, bir dilin en büyük zenginliğidir.İlk yazılı eserlerimiz olan Göktürk Abideleri’nde bile öztürkçe olmayan kelimelerle karşılaşılır.Arapçada da böyledir başka dilden Arapçaya giren kelimelere “muarreb” derler. Yunanca sophia “bilge” kelimesinden, sûfî, tasavvuf, mutasavvıf gibi kelimeler yapması böyledir. Arapça “nur” kelimesinde gelen manâra kelimesini biz kendi kültür mührümüzü vurarak minâre gibi estetik bir zevke dönüştürmüşüz. Nihat Sami Banarlı “Türkçenin Sırları” adlı eserinde(Bu kitabı her Türk vatandaşının mutlaka okuması gerekir.)“İmparatorluk dilleri, milletlerin hakim oldukları topraklardan vergi alır gibi, mahsul toplar gibi kelime de alırlar. Bu kelimeleri kendi dillerinin gramerine, estetiğine ve fonetiğine göre millileştirerek kendi kelimeleri yaparlar.” der. Yani dillerde bu etkileşim çok normal.Yeter ki, aldığımız kelimeleri kendi dil yapımıza uyduralım.
AHMET TANDOĞAN: Hocam kitabı nereden temin edebilirler? Kaç tl?
KERİM SANDAL:Kayseri’de Almer’in karşısındaki medrese içindeAkabe Kitabevi ve İpekyolu Kitabevi’nden temin edebilirler.Hacılar’da ise Bozdağ Yapı Market’ten 150 tl. den alabilirler. İl dışından da sipariş eden olursa ulaştırmaya çalışırız. İl dışındaki arkadaşlar toplu olarak sipariş verebilirler.
AHMET TANDOĞAN:Hocam, kitabınız dilimizin ve kültürümüzün korunması için rehber niteliğinde bir eser.Daha kapsamlı çalışmalara örnek teşkil edecek bir kaynak olma özelliği taşıyor. Bu değerli eser, Türkçemizin ve kültürümüzün zenginliklerini keşfetmek isteyen herkes için vazgeçilmez bir başvuru kaynağı olma özelliğine sahip. Bu yönüyle çok önemli gördüğüm bu eseri, kurumlar, dernekler, kulüpler, maddi durumu iyi olanlar alıp sevdiklerine, akrabalarına, arkadaşlarına hediye edebilirler. Hatta böyle bir eserin ulusal bir nitelik kazanması gerekir diye düşünüyorum.
KERİM SANDAL:Sizden bunları duymak beni çok memnun etti.Bu güzel düşünceleriniz için çok teşekkür ediyorum.Evet, dediğiniz gibi kitabımız milli kültürümüze katkı sağlayabilmesi ümidiyle unutulmuş veya unutulmaya yüz tutmuş birçok sözcük, kültürel değerlerimizle beraber, yaşayanlar için bir nostalji, gelecek nesiller için de kayıtlı birbelgeözelliği taşıyor. Bu yönüyle daha çok kişiye ulaşmasını elbette isterim.Benim böyle bir gücüm yok. Sizin vasıtanızla bu da olur inşallah.
AHMET TANDOĞAN: Hocam arka kapaktaki fotoğrafta dağcılık yönünüzü de yansıtmışsınız. Erciyes sevdanızı da biliyoruz. Kitapta da Erciyes’tenuzunca bahsetmişsiniz.
KERİM SANDAL: Erciyes’in bağrında yaşayan bir Hacılarlı olarak Erciyes’e çıkmazsak olmazdı. İlk kez, üniversiteyi kazandığımız sene arkadaşlarla çıkmıştık Hazım Hocam sayesinde. Sonra ben her sene çıktım. 29 kere çıktım. Amacım insanları Erciyesle tanıştırmak. Bunun için eşimi, çocuklarımı, akrabaları, arkadaşları, isteyip de ben çıkamam diyenlere bile zirve yaptırdım Allah’ın izniyle. Burada benim hayatımda önemli kilometre taşı olan Hazım MUTLU Hocam’a teşekkür etmeyi bir borç bilirim.
AHMET TANDOĞAN:Kerim Hocam, kitapta bir detay dikkatimi çekti: Tezekkür kısmı. Ahmet ve Mustafa AYDIN için yazmışsınız. Tezekkür kelimesi “anma, yâd etme” anlamına geliyor.Kısaca bundan bahseder misiniz?
KERİM SANDAL:Evet, dediğiniz gibi tezekkür kelimesini “anma, yâd etme” anlamında Ahmet ve Mustafa AYDIN için kullandım.Buradan her ikisini de rahmetle anıyorum, mekanları cennet olsun. Yazıda da belirttiğim gibi Ahmet, benim hem ortaokul hem lise arkadaşım. Elîm bir trafik kazasında genç yaşta kaybettim kendisini. Kardeşi Mustafa da bir yıl sonra elîm bir kazada vefat etti.Tekrar ruhları şâd, mekanları cennet olsun…
AHMET TANDOĞAN:Kerim Hocam, gerçekten çok güzel bir kitap olmuş. Dediğiniz gibi bizim için bir nostalji, gelecek nesiller için kayıtlı bir belge niteliğinde bir eser. Nice baskılar diliyorum.Elinize, emeğinize sağlık.
KERİM SANDAL: Teveccühünüz için ben de size teşekkür ediyorum.Bir toplumun sosyal ve kültürel yapısı o toplumun kimliğidir.Dünyanın en kadim, en yaygın konuşulan ve en zengin dillerinden biri olan Türkçemiz, bizi millet yapan değerlerin en başında gelmektedir. Asırlar boyu büyük medeniyetlere ev sahipliği yapmış olan bu topraklarda barışın, hoşgörünün ve sevginin dili olan güzel Türkçemizi yaşatmak, korumak ve geliştirmek için her birimiz azami hassasiyet göstermeliyiz. Çocuklarımıza ve gençlerimize, Türkçemizin güzelliklerini ve zenginliklerini öğretmeli, günlük hayatlarında da bu büyük dili doğru ve akıcı biçimde kullanmalarını teşvik etmeliyiz. Sosyal medya mecralarında, radyo ve televizyon yayınlarında, gençlerin kendi aralarındaki konuşmalarında kullandıkları Türkçenin kısırlığını aşmayı temel görevimiz olarak görmeliyiz. Dilimizle birlikte millî ruhumuzu da güçlendirmeliyiz.
Ben size tekrar çok teşekkür ediyorum.Benim sesim oldunuz. Allah razı olsun.
TEZEKKÜR
İnsan, ilk arkadaşında görürmüş ölümü… Çünkü insanın arkadaşı ölünce kendinden bir parça da ölürmüş. Sen gittin, ben üşüdüm. Karlar yağdı 27 şubatta üzerime… Sen gittin, soğudu bu sokaklar, bu meydanlar… Şehrin her bir köşesi soğudu gitgide…
Sen gittin, ben yapayalnız kaldım bu kalabalık şehirde… Ve sensiz yaşlanacağım bu dünyada arkadaşsız, arka daşsız... Yaşlanmanın en kötüsünü ben yaşayacağım, sessizce ve sensizce…
Duygular vardır anlatılamayan, sevgiler vardır kalplere sığmayan, dostluklar vardır hiçbir şekilde yıkılmayan, bazı insanlar vardır asla unutulmayan…Sen benim sadece okul arkadaşım değildin, sen benim sınıf arkadaşımdın, sıra arkadaşımdın, umre arkadaşımdın. Sen benim arka daşımdın. Seninle birlikte bağlamıştık dostluğumuzun düğümünü... Seni çok özlüyorum can dostum, senli günlerimizi özlüyorum. Senin olduğun zamanların yaşanmışlıklarını özlüyorum. Ansızın göçüp gitsen de bu âlemden, benim gönül âlemimden hiç gitmeyeceksin.
Ebedî âleme irtihal eden cennet mekan can dostum AhmetAYDIN ve Mustafa AYDIN’a Allah’tan rahmet ve mağfiret diliyorum. Ruhları şad, makamları Cennet olsun.
Kerim SANDAL
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.