Av. Ömer BAKTIR

Kültür (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 01.03.2015 - 18:36, Güncelleme: 02.02.2024 - 04:38 9610+ kez okundu.
 

Av. Ömer BAKTIR

1948 Yılında Hacılarda doğdum, Yukarı mahalle nüfusuna kayıtlıyım. Baktıroğullarındanım
SİZİ TANIYA BİLİRMİYİZ ? 1948 Yılında Hacılarda doğdum, Yukarı mahalle nüfusuna kayıtlıyım. Baktıroğullarındanım. 1955'de Hacılar ilkokulun başladım. 1960 da ilkokulu bitirdim. Hacılarda ortaokul olmadığı için Kayseri'ye geldik. Kayseri de bir tek Kayseri lisesinin orta ve lisesi vardı oraya da almadılar. Daha sonra Nazmi Toker ilkokulunu ortaokul yaptılar ve orada okula başladım. Kayseri'ye gelmek çok zordu Hacılarda 2 tane araba vardı. Biri kara kamyon diğeri de şitayir birisini Mıstık ağa sürer diğerini de Murat ağa sürerdi. Bunlarda Hacıların kıdemli şoförleriydi. 1960 ihtilali oldu. Hacılarda elektrikte yoktu gaz lambasında aydınlanırdık. Cam şişeler olurdu onlarla gaz alınır, lambalarda yakılırdı çok gaz kuyruklarında gaz almak için beklerdik 1960dan sonra Hamdi Baktır belediye başkanı oldu. Hacılara elektrik geldi. İlk defa Halil'in kahveye çekildi bütün Hacılar halkı oraya akın etmişti. 1963 de ortaokulu 1966 liseyi bitirdim. İstanbul üniversitesi Hukuk Fakültesini kazandım. Avukatlık en büyük hayalimdi. Hacılara bir tek avukat rahmetlik Şaban Kulkuloğlu idi, Hacılarda kavga çok olurdu Kayseri'ye ilk kim gelirde Şaban Bey onun avukatı olurdu. Hacılardan çıkan ikinci avukat ben oldum.BAKTIR SÜLALESİ HACILARIN EN ESKİ SÜLALESİ DEĞİL Mİ? Baktıroğulları Hacıların, kurucu ailesi Hacıların 400 senelik tarihi var. İlk defa Hacılara bizler gelmişiz, öncelikle dört kuyular mevkiine yerleşilmiş fakat orası düz bir arazi olduğu için kendilerini koruyacak coğrafi bir yapıya sahip olunmadığı için daha güvenli bir yerleşim yeri aramışlar. Hacıların bu günkü orta mahallenin bulunduğu yerleri daha güvenli görerek buralara yerleşmişler Avşar atlılarından korunabilmek için dedelerimiz bu günkü Baktıroğlu caminin bulunduğu yerle yerleşmişler. Baktıroğlu caminin adı da oradan gelmekte. Oradan güneye doğruda bizim arazilerimizmiş eskiden Hacılarda bağ kültürü yokmuş, göçebe bir topluluk olduğumuz için yazın burada ikamet etmişler. Yazları da Erciyes'te bulunan yaylalara hayvanları otlatmaya çıkarlarmış. Fakat zamanla bazı eşkıya guruplarının tacizlerinden usanan sülalenin bir bölümü Hacılardan ayrılmaya karar vermiş. Geride kalanlara da sende burada bak bak dur demişler. Baktır adı oradan kalmış, fakat zamanla Avşar atlılarının devam eden baskıları sonucu sülalenin bir bölümü de Kırşehir yöresine yerleşmiş. Baktır soyadı bir Kırşehir'de var birde Hacılarda fakat en yoğun yaşanan yer Hacılar. HACILAR HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİNİZ NELER HACILARINASIL GÖRÜYORSUNUZ?Ben şu anda 67 yaşındayım Hacıların 100 senesini çok iyi bilirim. Hacılar halkı geçmiş dönemlerde çok zorluklar çekmiş, Hacılar su kara avgunla Erciyes den gelirdi. Meydanda bulunan kuyular bu sulardan doldurulur, hem insanlar hem de hayvanlar su ihtiyacını buralardan karşılardı. Hatta su kuyularından önceki yıllarda da meydanda bir göl varmış, su ihtiyacı bu gölden giderilirmiş. Hepimiz kuyulardan suyu üfürerek çok içtik. O yıllarda Hacılarda çocuk ölümleri çok olurmuş, doğan çocukların % 60 - 70 i 10 yaşına gelmeden ölürlermiş. Hacıları yöneten kişiler Hacılara âşık olacak, hayalleri olacak ve en önemlisi bir ufku olacak. Hacıları yöneten kişiler Hacıları önce hayal edecekler, bana şimdi Hacıları hayal et deseler, Hacılardan bir viyadük geçecek, teleferik hattı Hacılardan başlayacak 3-4 tane otel olacak gelen insanlar Hacılarda konaklayacak teleferikle Erciyes in zirvesine gidecek, bunun yanında da mükemmel bir imar planı da yapılırsa işte o zaman Hacılar kendi kendine kalkınır. İstemesek de kalkınmanın önüne geçemeyiz. İşte o zaman Hacılar Kayserinin payitahtı yani Çankaya'sı olacak. Ama bu yapılırken hazırlanacak imarda camilerden, konutlara ve bağ evlerine kadar kedine özgü bir mimarisi olmalı. Camileri yaptırırken Osmanlı mimarisinden esinlenilmeli, Hacılara gelen insanlar her şeyi ile gezilmeye ve yaşanmaya değer bir ilçe olduğunu görmeli. Fakat bu düzen böyle giderse Hacılar Kızılören'den de geri kalacak eskiden Kızılörenliler Hacılara gelir eşeklerini buraya bağlardı. Eşeklerinin doğru düzgün kürtünleri bile olmazdı, fakat bakıyorum Kızılören bile Hacılardan daha ileriye gitti. Bunun sebebi ise Hacıların sadece iyi yönetilmemesi. Allah Hacılara her şeyin en iyisini vermiş. En güzel coğrafi yapı Hacıların, Kayserinin sembolü Erciyes in en güzel manzaralı yeri Hacılardan görülür. Fakat en hoyratça kullanılan ilçe yine Hacılar. Örneğin beğendik 45 yıl önce mahalle oldu ve imar planı yapıldı o günden bu güne oralara yapılan herhangi bir çalışma yok. Ve daha da vahimi organize yol ayrımından başlayarak bedelleri oradan Zeynep kayaya giden yol 5 yıl önceki planda 30 metre idi şimdi kaç metre zannedersem 10 m yok. YURT DIŞINDA EĞİTİM GÖRDÜNÜZ VE HES'İN KURULUŞUNA ÖNCÜLÜK ETTİNİZ BU NASIL OLDU?Hacılardan çıkan ikinci avukat ben oldum. Üniversiteden mezun oldum ve yurtdışına gittim gittim Almanya'nın Mannheim ve Heidelberg üniversitelerinde lisans ve lisansüstü eğitim yaptım eğitimi gördüm. Orada işçinin yönetime katılması ile ilgili tez hazırladım. Sanayiyi görünce sanayinin ülkenin gelişmesin de ki önemini anladım ve Hes kabloya teşebbüs ettim. Benim bulunduğum yer Brandenburg eyaletiydi. Eski alman başbakanı Helmut Kohl seçim bölgesi Lebenslauf da BASF diye bir kimya şirketi vardı. Helmut Kohl de o fabrikanın hukuk müşavirliğini yapardı. O yıllarda orada 150 bin işçi çalışırdı. Toplam alanı Kayserinin oturumu kadardı. İçerisinde 3 adet tren istasyonu vardı. Bizi oraya gezdirmek için götürdüler. Fakat gezmek uzun süreceği için bizi 15 katlı idare binasının damına çıkardılar ve fabrikanın bölümlerini bize uzaktan gösterdiler. Almanya'da ulaşım trenle yapılır. Türkiye'de ise lastik tekerlekli araçlarla yapılır. Bu az gelişmişliğin göstergesidir. Çünkü lastik dışa bağımlı, benzin dışa bağımlı, demir dışa bağımlı, plastik dışa bağımlı, ama bir tren olsa hiç biri dışa bağımlı değil. Rayı döşersin ve ömür boyu kullanırsın, gelişmiş ülkeler bizi sömürmek için demir yolu yerine kara yolunu bize tercih ettirmişler. Bu şartlar altında orayı gördün az gelişmiş ülkenin de insanıyız ya o gün içimden şöyle geçirdim “Allah'ım ülkeme, Kayseri'ye ve bil hassada Hacılara şöyle bir fabrika olsun” diye hemen Hacılar Belediye Başkanı Halil Çavuşoğlu'na, Sadettin Erkan ve Mehmet Doğan ve Mehmet Özenç'e birer mektup yazdım. Ben burada bunları düşünüyorum bunu organize edelim, oradaki Türk işçilerde fabrikalarda çalışıyorlar ve sanayileşmenin ne demek olduğunu biliyorlar. Gezdiğim BASF fabrikası yaklaşık 200 yıllık bir fabrika idi ve dünyanın plastikten gübreye kadar birçok kimyasal ihtiyaçlarını üretmekteydi. Sahibi kim diye sorsan sahibi yoktu. Sahibi halktı anonim şirketlerde hisse senedi olur bu hisse senetleri tabana yayılır diyelim ki bir hisse senedi 10 bin lira birinin 10 lira diğeri de olur ve bu tabana yayılmış olur. Şu anda Mercedes'in 150 bin ortağı var, ama hisseleri tabana yaymış. Ford fabrikası da birçok ortağı var örneğin Coco Cola sahibi yok ama kim daha iyi yönetirse o seçilir. Bu firmalar büyür ve para kazanır. O sebep den Avrupa'nın birçok firmasının cirosu Türkiye'nin bütçesinden daha fazla. Hepsi kendi başına birere devlet bende HES ile Hacılar için bunu hayal etmiştim, fabrikanın kuruluma aşamasında belediye başkanı ile yaptığımız görüşmede bu fabrika kuruluyor. HES Hacılar halkının olacaktı her zaman halka inilmesinden yana oldum fakat başaramadık, bunu başarsaydık, Hacıların kaderi daha başka olurdu. Kısacası ben Hes'in babası sayılırım, ama o evladı başkaları büyüttü buda bir başarı hes sayesinde Hacılar halkı fabrikatörlüğü öğrendi . Daha sonra Türkiye'ye dönerek avukatlığa başladım. HACILAR GENÇLERE TAVSİYELERİNİZ NELER ?Gençlere kesinlikle üniversite okumalarını tavsiye ederim. Çünkü üniversite öğrencisi demek ışık demek, orada aldığı bilgiyi buraya getirecek ve etrafına yayacak, o ışığı yaymazsa bizim eski gaz lambaları gibi olur, yayarsa floresan lamba gibi ışıtırlar, okuduğum da ordinaryüs Prof. Ali Fuat Başgilin “Gençlerle baş başa” diye bir kitabı vardı. Küçük bir kitaptı İstanbul'dan her geldiğimde onlardan getirir ve Hacılar da ki gençlere dağıtırdım. Hacılar 'da ki gençler politikayla ilgilensin ama bu politika laf politikası olmasın sanayileşmeye yönelik olsun. Aktif politikanın içerisine girsinler fikirleri ve projeleri olsun bu projeyi realizme edebilmeleri için işlerinde yetkili olsunlar yetkili olmak içinde işin içerisinde olsunlar. Hayatta hiçbir şeye seyirci olmasınlar. Çünkü solcusu sağcısı ile her Hacılarlı vatanperverdir. Hepsi de değerlidir yeter ki onların elinde bilgi donanımı olsun, bilgi donanımı olmazsa başarıya ulaşmak artık çok zor. Her fabrikanın mühendis kadrosuna ihtiyacı olduğu gibi birde ara elamanlara ihtiyaç var. Biz Hes'e teşebbüs edince, Müdür ağların yeri denilen yere bir çırak okulu kurulsun dedik. 20.000 m yer istimlak edildi. 45 sene geçti ve kimse oraya temel atmadı ve ara elaman bugün o fabrikaya dışarıdan geliyor. Bu çok acı bir şey Hacıların gençleri de ırgatlık yapıyor, bu ülkenin mühendise de, mimara da, doktora da, teknikere de, ihtiyacı var gönül ister ki Hacılarlı iyi yerlerde olsun bunun içinde okul yaptırmak lazım.Hacılarda birlik ve beraberlik var ama buda modern anlamda değil, bu anlamda kurumsallaşamadık ama teşvik edilse bu olur. Hacılarda aile şirketleri var ama bunların başına geçecek yeni nesilde müteşebbislik ruhu gençlerde yok. En büyük eksiklikte bu her Hacılarlı gencin birileri bana iş versin diye çırpınmaması lazım Hacıların gençleri ben birilerine iş vereyim diye düşünmesi lazım, her Hacılarlı fabrika kurabilir eğer iyi bir proje geliştirirsen bu imkân ülkede mevcut, bu girişimcilik Hacılar 'da var ama daha hızlı hareket etmeliyiz. Gençleriniz müteşebbis olmalı ve kurumsallaşmalı ve iyi kadrolar kumalı. Hacılar gençliği bunları yaparsa başaramayacağı hiç bir şey yok. Ben okuyacağım derse okur yok okumuyorum derse, sanayiye gider ama orada başarılı olur Hacılarlı da bu cevher var. Yeter ki sen bu cevherin önünü aç. BİRDE İYİ YÖNETİCİLER TARAFINDAN İDARE EDİLSİN, YÖNETİCİLERİ HAYALLERİ OLSUN ONLARIN HAYALLERİ OLMAZSA RÜYADA GÖREMEZLER.
1948 Yılında Hacılarda doğdum, Yukarı mahalle nüfusuna kayıtlıyım. Baktıroğullarındanım

SİZİ TANIYA BİLİRMİYİZ ?

1948 Yılında Hacılarda doğdum, Yukarı mahalle nüfusuna kayıtlıyım. Baktıroğullarındanım. 1955'de Hacılar ilkokulun başladım. 1960 da ilkokulu bitirdim. Hacılarda ortaokul olmadığı için Kayseri'ye geldik. Kayseri de bir tek Kayseri lisesinin orta ve lisesi vardı oraya da almadılar. Daha sonra Nazmi Toker ilkokulunu ortaokul yaptılar ve orada okula başladım. Kayseri'ye gelmek çok zordu Hacılarda 2 tane araba vardı. Biri kara kamyon diğeri de şitayir birisini Mıstık ağa sürer diğerini de Murat ağa sürerdi. Bunlarda Hacıların kıdemli şoförleriydi. 1960 ihtilali oldu. Hacılarda elektrikte yoktu gaz lambasında aydınlanırdık. Cam şişeler olurdu onlarla gaz alınır, lambalarda yakılırdı çok gaz kuyruklarında gaz almak için beklerdik 1960dan sonra Hamdi Baktır belediye başkanı oldu. Hacılara elektrik geldi. İlk defa Halil'in kahveye çekildi bütün Hacılar halkı oraya akın etmişti. 1963 de ortaokulu 1966 liseyi bitirdim. İstanbul üniversitesi Hukuk Fakültesini kazandım. Avukatlık en büyük hayalimdi. Hacılara bir tek avukat rahmetlik Şaban Kulkuloğlu idi, Hacılarda kavga çok olurdu Kayseri'ye ilk kim gelirde Şaban Bey onun avukatı olurdu. Hacılardan çıkan ikinci avukat ben oldum.
BAKTIR SÜLALESİ HACILARIN EN ESKİ SÜLALESİ DEĞİL Mİ?
Baktıroğulları Hacıların, kurucu ailesi Hacıların 400 senelik tarihi var. İlk defa Hacılara bizler gelmişiz, öncelikle dört kuyular mevkiine yerleşilmiş fakat orası düz bir arazi olduğu için kendilerini koruyacak coğrafi bir yapıya sahip olunmadığı için daha güvenli bir yerleşim yeri aramışlar. Hacıların bu günkü orta mahallenin bulunduğu yerleri daha güvenli görerek buralara yerleşmişler Avşar atlılarından korunabilmek için dedelerimiz bu günkü Baktıroğlu caminin bulunduğu yerle yerleşmişler. Baktıroğlu caminin adı da oradan gelmekte. Oradan güneye doğruda bizim arazilerimizmiş eskiden Hacılarda bağ kültürü yokmuş, göçebe bir topluluk olduğumuz için yazın burada ikamet etmişler. Yazları da Erciyes'te bulunan yaylalara hayvanları otlatmaya çıkarlarmış. Fakat zamanla bazı eşkıya guruplarının tacizlerinden usanan sülalenin bir bölümü Hacılardan ayrılmaya karar vermiş. Geride kalanlara da sende burada bak bak dur demişler. Baktır adı oradan kalmış, fakat zamanla Avşar atlılarının devam eden baskıları sonucu sülalenin bir bölümü de Kırşehir yöresine yerleşmiş. Baktır soyadı bir Kırşehir'de var birde Hacılarda fakat en yoğun yaşanan yer Hacılar.

HACILAR HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİNİZ NELER HACILARINASIL GÖRÜYORSUNUZ?
Ben şu anda 67 yaşındayım Hacıların 100 senesini çok iyi bilirim. Hacılar halkı geçmiş dönemlerde çok zorluklar çekmiş, Hacılar su kara avgunla Erciyes den gelirdi. Meydanda bulunan kuyular bu sulardan doldurulur, hem insanlar hem de hayvanlar su ihtiyacını buralardan karşılardı. Hatta su kuyularından önceki yıllarda da meydanda bir göl varmış, su ihtiyacı bu gölden giderilirmiş. Hepimiz kuyulardan suyu üfürerek çok içtik. O yıllarda Hacılarda çocuk ölümleri çok olurmuş, doğan çocukların % 60 - 70 i 10 yaşına gelmeden ölürlermiş. Hacıları yöneten kişiler Hacılara âşık olacak, hayalleri olacak ve en önemlisi bir ufku olacak. Hacıları yöneten kişiler Hacıları önce hayal edecekler, bana şimdi Hacıları hayal et deseler, Hacılardan bir viyadük geçecek, teleferik hattı Hacılardan başlayacak 3-4 tane otel olacak gelen insanlar Hacılarda konaklayacak teleferikle Erciyes in zirvesine gidecek, bunun yanında da mükemmel bir imar planı da yapılırsa işte o zaman Hacılar kendi kendine kalkınır. İstemesek de kalkınmanın önüne geçemeyiz. İşte o zaman Hacılar Kayserinin payitahtı yani Çankaya'sı olacak. Ama bu yapılırken hazırlanacak imarda camilerden, konutlara ve bağ evlerine kadar kedine özgü bir mimarisi olmalı. Camileri yaptırırken Osmanlı mimarisinden esinlenilmeli, Hacılara gelen insanlar her şeyi ile gezilmeye ve yaşanmaya değer bir ilçe olduğunu görmeli. Fakat bu düzen böyle giderse Hacılar Kızılören'den de geri kalacak eskiden Kızılörenliler Hacılara gelir eşeklerini buraya bağlardı. Eşeklerinin doğru düzgün kürtünleri bile olmazdı, fakat bakıyorum Kızılören bile Hacılardan daha ileriye gitti. Bunun sebebi ise Hacıların sadece iyi yönetilmemesi. Allah Hacılara her şeyin en iyisini vermiş. En güzel coğrafi yapı Hacıların, Kayserinin sembolü Erciyes in en güzel manzaralı yeri Hacılardan görülür. Fakat en hoyratça kullanılan ilçe yine Hacılar. Örneğin beğendik 45 yıl önce mahalle oldu ve imar planı yapıldı o günden bu güne oralara yapılan herhangi bir çalışma yok. Ve daha da vahimi organize yol ayrımından başlayarak bedelleri oradan Zeynep kayaya giden yol 5 yıl önceki planda 30 metre idi şimdi kaç metre zannedersem 10 m yok.

YURT DIŞINDA EĞİTİM GÖRDÜNÜZ VE HES'İN KURULUŞUNA ÖNCÜLÜK ETTİNİZ BU NASIL OLDU?
Hacılardan çıkan ikinci avukat ben oldum. Üniversiteden mezun oldum ve yurtdışına gittim gittim Almanya'nın Mannheim ve Heidelberg üniversitelerinde lisans ve lisansüstü eğitim yaptım eğitimi gördüm. Orada işçinin yönetime katılması ile ilgili tez hazırladım. Sanayiyi görünce sanayinin ülkenin gelişmesin de ki önemini anladım ve Hes kabloya teşebbüs ettim. Benim bulunduğum yer Brandenburg eyaletiydi. Eski alman başbakanı Helmut Kohl seçim bölgesi Lebenslauf da BASF diye bir kimya şirketi vardı. Helmut Kohl de o fabrikanın hukuk müşavirliğini yapardı. O yıllarda orada 150 bin işçi çalışırdı. Toplam alanı Kayserinin oturumu kadardı. İçerisinde 3 adet tren istasyonu vardı. Bizi oraya gezdirmek için götürdüler. Fakat gezmek uzun süreceği için bizi 15 katlı idare binasının damına çıkardılar ve fabrikanın bölümlerini bize uzaktan gösterdiler. Almanya'da ulaşım trenle yapılır. Türkiye'de ise lastik tekerlekli araçlarla yapılır. Bu az gelişmişliğin göstergesidir. Çünkü lastik dışa bağımlı, benzin dışa bağımlı, demir dışa bağımlı, plastik dışa bağımlı, ama bir tren olsa hiç biri dışa bağımlı değil. Rayı döşersin ve ömür boyu kullanırsın, gelişmiş ülkeler bizi sömürmek için demir yolu yerine kara yolunu bize tercih ettirmişler. Bu şartlar altında orayı gördün az gelişmiş ülkenin de insanıyız ya o gün içimden şöyle geçirdim “Allah'ım ülkeme, Kayseri'ye ve bil hassada Hacılara şöyle bir fabrika olsun” diye hemen Hacılar Belediye Başkanı Halil Çavuşoğlu'na, Sadettin Erkan ve Mehmet Doğan ve Mehmet Özenç'e birer mektup yazdım. Ben burada bunları düşünüyorum bunu organize edelim, oradaki Türk işçilerde fabrikalarda çalışıyorlar ve sanayileşmenin ne demek olduğunu biliyorlar. Gezdiğim BASF fabrikası yaklaşık 200 yıllık bir fabrika idi ve dünyanın plastikten gübreye kadar birçok kimyasal ihtiyaçlarını üretmekteydi. Sahibi kim diye sorsan sahibi yoktu. Sahibi halktı anonim şirketlerde hisse senedi olur bu hisse senetleri tabana yayılır diyelim ki bir hisse senedi 10 bin lira birinin 10 lira diğeri de olur ve bu tabana yayılmış olur. Şu anda Mercedes'in 150 bin ortağı var, ama hisseleri tabana yaymış. Ford fabrikası da birçok ortağı var örneğin Coco Cola sahibi yok ama kim daha iyi yönetirse o seçilir. Bu firmalar büyür ve para kazanır. O sebep den Avrupa'nın birçok firmasının cirosu Türkiye'nin bütçesinden daha fazla. Hepsi kendi başına birere devlet bende HES ile Hacılar için bunu hayal etmiştim, fabrikanın kuruluma aşamasında belediye başkanı ile yaptığımız görüşmede bu fabrika kuruluyor. HES Hacılar halkının olacaktı her zaman halka inilmesinden yana oldum fakat başaramadık, bunu başarsaydık, Hacıların kaderi daha başka olurdu. Kısacası ben Hes'in babası sayılırım, ama o evladı başkaları büyüttü buda bir başarı hes sayesinde Hacılar halkı fabrikatörlüğü öğrendi . Daha sonra Türkiye'ye dönerek avukatlığa başladım.

HACILAR GENÇLERE TAVSİYELERİNİZ NELER ?
Gençlere kesinlikle üniversite okumalarını tavsiye ederim. Çünkü üniversite öğrencisi demek ışık demek, orada aldığı bilgiyi buraya getirecek ve etrafına yayacak, o ışığı yaymazsa bizim eski gaz lambaları gibi olur, yayarsa floresan lamba gibi ışıtırlar, okuduğum da ordinaryüs Prof. Ali Fuat Başgilin “Gençlerle baş başa” diye bir kitabı vardı. Küçük bir kitaptı İstanbul'dan her geldiğimde onlardan getirir ve Hacılar da ki gençlere dağıtırdım. Hacılar 'da ki gençler politikayla ilgilensin ama bu politika laf politikası olmasın sanayileşmeye yönelik olsun. Aktif politikanın içerisine girsinler fikirleri ve projeleri olsun bu projeyi realizme edebilmeleri için işlerinde yetkili olsunlar yetkili olmak içinde işin içerisinde olsunlar. Hayatta hiçbir şeye seyirci olmasınlar. Çünkü solcusu sağcısı ile her Hacılarlı vatanperverdir. Hepsi de değerlidir yeter ki onların elinde bilgi donanımı olsun, bilgi donanımı olmazsa başarıya ulaşmak artık çok zor. Her fabrikanın mühendis kadrosuna ihtiyacı olduğu gibi birde ara elamanlara ihtiyaç var. Biz Hes'e teşebbüs edince, Müdür ağların yeri denilen yere bir çırak okulu kurulsun dedik. 20.000 m yer istimlak edildi. 45 sene geçti ve kimse oraya temel atmadı ve ara elaman bugün o fabrikaya dışarıdan geliyor. Bu çok acı bir şey Hacıların gençleri de ırgatlık yapıyor, bu ülkenin mühendise de, mimara da, doktora da, teknikere de, ihtiyacı var gönül ister ki Hacılarlı iyi yerlerde olsun bunun içinde okul yaptırmak lazım.
Hacılarda birlik ve beraberlik var ama buda modern anlamda değil, bu anlamda kurumsallaşamadık ama teşvik edilse bu olur. Hacılarda aile şirketleri var ama bunların başına geçecek yeni nesilde müteşebbislik ruhu gençlerde yok. En büyük eksiklikte bu her Hacılarlı gencin birileri bana iş versin diye çırpınmaması lazım Hacıların gençleri ben birilerine iş vereyim diye düşünmesi lazım, her Hacılarlı fabrika kurabilir eğer iyi bir proje geliştirirsen bu imkân ülkede mevcut, bu girişimcilik Hacılar 'da var ama daha hızlı hareket etmeliyiz. Gençleriniz müteşebbis olmalı ve kurumsallaşmalı ve iyi kadrolar kumalı. Hacılar gençliği bunları yaparsa başaramayacağı hiç bir şey yok. Ben okuyacağım derse okur yok okumuyorum derse, sanayiye gider ama orada başarılı olur Hacılarlı da bu cevher var. Yeter ki sen bu cevherin önünü aç. BİRDE İYİ YÖNETİCİLER TARAFINDAN İDARE EDİLSİN, YÖNETİCİLERİ HAYALLERİ OLSUN ONLARIN HAYALLERİ OLMAZSA RÜYADA GÖREMEZLER.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hacilarhabergazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.