HACILARLILAR NİÇİN SERT MİZAÇLI OLARAK BİLİNİRDİ
HACILARLILAR NİÇİN SERT MİZAÇLI OLARAK BİLİNİRDİ
1950 ‘lere kadar savaşların daha da
Hacılarda özellikle balkan savaşlarının çıktığı 1911 ‘den başlayan ikinci dünya savaşının izlerinin sona erdiği 1950 ‘lere kadar savaşların daha da http://www.hacilarhabergazetesi.com/mobil.php?islem=haber&id=5736, yoksulluktan ve işsizlikte kaynaklanan ve yakındaki kasabaları ve kent merkezini de ürküten şiddetli bir gerginlik hüküm sürüyordu. İşte bu yüzden Hacılar çevresindeki yerleşim merkezlerinde sert mizaçlı kavgacı hakkını asla yedirmeyen insanlar olarak tanınmışlardır. Hacıların coğrafi olarakta sırtını Erciyse yaslayan ve Kayseri ovasına hakim bir köydü bu yüzdende Hacılar’lılardan başka pek kimsenin gelip gitmediği bir kör nokta. Dışarıya kapalı bir yerleşim yeri olarak kalmıştı. Bu hem köydeki nüfusun hem de Hacıları Kayseri’ye bağlayan yolun denetimini son derece kolaylaştırmış ve saklanmak için elverişli yerlerin çokluğu da Hacılar’ın neden kaçakçılık ve eşkıyalıkla uğraşılan bir merkez olduğunu rahatça anlata biliriz.
Yoksulluk eşkıyalığı destekleyen en önemli sebeplerden biri olsala Hacılar’lılar iş için şehre gider işe gittikleri yerlerde hak ettikleri tam olarak vermezlermiş. Bunlar nasıl olsa köylü aklı ermez diyerek şehirli Hacılar’lıyı hor görürmüş Hacılar’lılarda ufak bir haksızlık gördüklerinde orada olay çıkarırlar ve işveren olsa da haksızlık yapanları döverlermiş. Bu yüzden Hacılar’lıdan çok çekinirlermiş, eşkıyalığın biri bu zorbalık ve adam dövmekti. Tabiki eşkıyalık dönemlerinde çevre ilçelerde ve merkezde nam salan Hacılarlı eşkıyalarda vardı, ama o yılları göz önüne alırsak eskiden kayseri merkezinde yaşayan büyük bir gayri Müslüm nüfusu mevcuttu ve hacılar merkeze yakın tek Türk köyüydü burada yaşamak ve tutunmak oldukça zordu ve bununda bir bedeli vardı Hacılar insanı buralarda kalmak içi zamanın şartlarına göre her türlü zorluğu göğüsleyerek bu topaklara kalmayı başardılar. Eşkıyalık yaptılar , amelelik yaptılar, dokumacılıktan fabrikatörlüğe kadar uzanan zorlu bir süreç yaşadılar ama eskiler her zaman Hacılarlıları delikanlı ve cesur kişiler olarak bildi.
NASIL ŞEHİRLİ SOPASI YEDİM.
Kayseri’de köylü şehirli çekişmesi her zaman vardı. Bunu Hacılarlı bir iş adamımız anılarında şöyle anlatır.
Güz mevsimiydi. Kayseri’ye leğen almaya gelmiştim bildiğin leğen. Bir tane kamyon çalışırdı Asım Ağa vardı, onun kamyonu çalışırdı. Üstü açık Hacılar başka araba yoktu Bir tek kamyonla gidiyordum otobüs falan yok. Daha öncede hayvanla giderdik. Burada kalenin içine vardım, leğen sordum. Yaşım küçük, kaç kuruş dedim? Satıcı kaç tane alacaksın dedi. İşte 4-5 tane alacağım dedim, kaç kuruş olur dedim, fiyatını söyledi bende bir bakayım dedim bana fiyatını söyledim niye almıyorsun dedi. Bende fiyatını söyledinse söyle bende duydum dedim. İyi bir bakayım dedim. Satıcılar neye bakacaksın lan, diyerek bana yanaştılar yani 4-5 tane o leğeni satan şehirliler bana hök ettiler dövdüler beni. Ondan sonra baktım uzun boylu bir adam geldi. Utanmıyormuşsunuz küçük bir çocuğu dövmeye dedi. Oda meşhur Eşek kesenin Aliymiş. Vurucu kırıcıymış bana döndü lan nerelisin dedi. Aynen şöyle Hacılarlıyım abi dedim niye dövdüler seni böyle böyle dedim, vay bilmem neresini ettiklerim dedi. Kocaman bir kılıç çıkardı bunlar perem perem kaçtılar bu kılıçla leğenleri haşat etti. kimse bize yaklaşamadı. FOTOĞRAF:
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.