HACILAR'IN ANKARA'YA AÇILMA SERÜVENİ

Ankara yılları, Hacılar'ın Kalkınma öyküsüne ilişkin anlatımlarda genellikle ihmal edilen bir dönemdir. Ben bu dönemi genel olarak Hacılar'ın büyük kentle ve hizmet sektörü ile tanışması olarak adlandırılıyor. Bu dönemin, başkentin her türlü imkânlarından yaralanmak bir yana; sanayi üretimi ile ilgili bilgi deneyim aktarımı açısından da Hacılar'ın kalkınmasına çok önemli katkıları olmuştur.

 Daha önce aktardığım gibi dokumacılık dönemi ile birlikte Hacılarlılar içinden bazı aracı ve tüccarlar çıkmış ve bu kişiler Hacılar'da üretilen kaput bezi ne Türkiye'nin dört bir yanına pazarlamak için dağılmışlardır. Bu kişilerden bazıları da ta 1940'lı, 1950'li yıllardan itibaren Ankara'ya geldiler, yerleştiler işlerini burada kurdular ve hatta bir zaman sonra da bazı akrabalarını ya da arkadaşlarına buraya getirdiler.  Ankara görece olarak Kayseri'ye yakın bir yer olduğu için ilişkiler ve ziyaretler sıklaştı.  Sonraları özellikle 1960'lı yıllarda sayıları giderek artan Hacılılar Ankara'da 5 farklı sektörde çalışmaya başladılar.

 İlk giden gezgin pazarlamacılar, kaput bezi satışı ve ticareti ile başlayıp oradan  manifaturacılar kaydılar  yerleşik tüccar  haline geldiler. Ankara'da  Ulus'ta ,Samanpazarı'nda  ve Çıkrıkçılar  Yokuşu'nda dükkanlar açtılar ve zaman içerisinde ticaretten oldukça zenginleştiler.  ilk giden bu manifaturacılardan   bir kısmı daha sonra Kayseri'ye ve Hacılar'a Ankara'da kazandıkları sermaye  ile dönüp HES'e ortak olacak  ve manifaturacılıktan sanayiciliğe geçeceklerdir.

 Bu grup dışında ama yanında ve onunla  ilişki içerisinde Ankara'ya  ailesini getirerek yerleşen Hacılar lılar zamanla a Anafartalar Caddesi'nde, Sama pazarın'da ,Bent Deresi, Yeni Doğan civarında Gülveren'de, Dışkapı'da ve Keçiören'de küçük dükkan ve tezgahlar açtılar ya da bazı büyük memuriyetler de ve serbest işlerde çalışmaya başladılar. Ankara'da kalan bu ailelerin sayısı bana aktarıldığına göre 20-30 civarındadır. Daha fazlası da mümkündür aralarında benim bana da akrabalarımın da olduğu bu ailelerden bazıları hala Ankara'da genellikle Keçiören'de yaşamakta yazları ise Hacılar'da geçirmektedirler. Sonraki dönemde başka Hacılarlılar da bu kişileri takip ederek Ankara'ya ve civarına pazarlamacı olarak çalışmaya gittiler. Bu yerler arasında Kırıkkale, Keskin, Kırşehir, Yozgat gibi yerleşimlerde vardır. Bu  Hacılar bir haftayla  1 ay arasında bu kent ve ilçelerinde Semt pazarlarında tezgah kurup satış yapan ve Kayseri'ye geri dönen gezici pazarlamacılar olarak çalışmışlardır. Örneğin Ankara'da bu kalışlar yaz dönemi ya da kış dönemi gibi uzun periyotlara da yayılabilmekteydi. Bu şekilde pazarlamacılık yapan Hacılarlılar genelde evleri olmadığı için Ankara'daki  akrabalarının yanında Ulus'taki  bekar  odalarında kalmaktaydılar. Ankara çevresinde gittiklerinde ise 3. Sınıf Kasap otellerinde kalıyorlardı.  İyi ve peşin para kazanmakla birlikte ciddi bir sefillik çekmekteydiler . Bu arada Hacılar'dan Ankara'ya gelenlerin bir kısmı ve onların çocukları da doğrudan  sanayiye ve özellikle de Ankara'nın Mobilya üretim merkezi olan sitelerde işçi olarak çalışmaya başladılar. Siteler 'in hala Türkiye'deki mobilya üretiminde oynadığı Merkez rolü  düşünürsek; bu durum ileride Kayseri'ye taşınacak olan üretim, pazarlama ve satış ilişkilerine ilişkin bilgilerin doğrudan yerinde öğrenilmesi anlamına geliyor. Şu anda mobilya fabrika olan  sanayicilerin bir kısmı da mobilya üretimini burada öğrenmişlerdir.

 Ankara'da sitelerin dışında sanayinin  çeşitli kollarında çalışan, hatta meslek sanat ve ustalık öğrenmek için bilinçli olarak Ankara'ya çalışmaya giden Hacılarılar da vardır. Bunlardan Örneğin damperciliğin  inceliklerini öğrenmek ve daha sonra Kayseri'de aynı işi  kurmak için Ankara'ya gelen ve kendisi Usta olduğu halde alanında iyi bir dampercinin yanında çırak olarak işe giren Hacılarlı Sanayiciler de vardır.

 Bu işler dışında   o yıllarda Ankara'ya gelen Hacılarlılar’ın çalıştıkları bir diğer iş kolu ise otelciliktir. Hacılarlılar, 1960'ların başından itibaren 70'lerin sonuna hatta 1980'lerin başına kadar Ankara'da Ulus civarında( Rüzgarlı Sokak, Çankırı Caddesi, Hamam Önü ve Saman pazarı pazarında 10-15 civarında otelin işletmeciliği yaparlar. Bunu Hacılar hizmet sektörü ile tanışması olarak değerlendirmek mümkündür. Bu durum, Hacılarlılar’ın bir şekilde o dönemde Ankara'nın en önemli iş merkezi konumundaki Ulus'taki varlıklarının kurumsallaşmasına da yol açar. Ankara'ya giden Hacılarlılar, zaman içerisinde bu otellerde kalmaya başlar. Hacılarlılar arasındaki ilişkiler bilgi ve haberleşme akışı hızlanır. Hatta o dönemde Ankara'da yaşayan ve iş nedeniyle sürekli gidip gelen Hacılarlılar’ın sayısı o kadar artar ki Saman Pazarı’nda bir odada Hacılar yardımlaşma derneği bile kurallar. Aktarılanlara göre demek çok faal olamamış bir süre   sonra  kapanır ancak derneğin varlığı bile Ankara'da o dönemdeki ilişkilerin yoğunluğunu göstermesi açısından anlamlıdır.  Hacılarlılar’ın  Ankara'daki macerası bununla bitmez. Yine sayılarının 15 civarında olduğu söylenen bir grup Hacılarlı da  Ankara'ya gelip dolmuş şoförü olarak çalışmaya başlar. Çalıştıkları hatlar genelde Ankara'nın kuzeyi ve doğusu doğrultusunda uzanan Ulus- Etlik- Dışkapı- Keçiören;  Ulus - İçaydınlık -Site Yıldız veya Ulus Yeni Doğan Siteler gibi ikincil hatlardır.  O yıllarda Kayseri'de esas mesleği öğrenen döşemeciliği bırakıp Ankara'da bu hatlarda dolmuş şoförlüğü yapmaya gelmiş  sanayici bile vardı.

 Görüldüğü gibi Ankara tecrübesinin Hacılarlılara birçok açıdan faydası olmuştur. Öncelikle çok okumamış köylü çocukları olan Haclılarlılar bilgi  ve vizyon kazanmışlardır. Ankara'ya gelen Hacılarlılar ticaret, Sanayi, zanaat pazarlama ve bezleri imkanlardan yararlanma olanağına kavuşmuşlardır. Ayrıca sanayide ya da sitelere işçi olarak gelenler, ileride kuracakları atölyeler ve sonrasında fabrikalar için pek çok konuda çok kritik bilgiler alıp geri dönmüşlerdir. Kalıp dükkan açanlar büyük esnaf ve tüccar  olmuş ciddi miktarda sermaye biriktirmiştir. Bunun yarısı yanı sıra Hacılarlılar hizmet sektörü ile tanışmış ve ticaret hayatında farklı boyutlar görme imkanına kavuşmuşlardır.

 

Kurtluş CENGİZ "yav işte fabrikalaşak" Kitabından Alınmıştır