HACILAR'DA DOKUMACILIK SÜREÇ NASIL BAŞLADI DOKUMACILIK HACILAR’A NE KATTI

Kültür 31.05.2021 - 23:13, Güncelleme: 02.02.2024 - 04:38 1613+ kez okundu.
 

HACILAR'DA DOKUMACILIK SÜREÇ NASIL BAŞLADI DOKUMACILIK HACILAR’A NE KATTI

Hacılar'ın sanayileşme hikâyesi de tam bu zamanlarda başladı. Zaman içinde bu fabrikalarda, dokumacılık, tekstil,
Hacılar'ın sanayileşme hikâyesi de tam bu zamanlarda başladı. Zaman içinde bu fabrikalarda, dokumacılık, tekstil, torna vb. kurslar alan bu gençlerden bazıları öğrendiklerini Hacılar 'da uygulamaya karar verdiler ve Hacılar'a bir şekilde dokuma tezgâhını getirdiler. Yine de Sümerbank ve kentteki diğer fabrikaların sanayileşme konusunda hem kentteki hem de Hacılar'daki ana etkiyi ve dinamiği oluşturduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Sümerbank'ın açılması, işte bu dokumacılık birikimine büyük bir sıçrama yaptırdı. Zira, bu tezgâhlarda dokunacak bezler için hammadde olarak kullanılan iplikler de Sümerbank'tan temin edildi. İlk dokuma tezgâhı 1930'ların ikinci yarısında bir şekilde Hacılar'a geldi ve Hacılar halkı dokumacılıkla tanışmış oldu. Hacılar dokumacılıkla taşınmasını incelemek istersen Türkiye2nin 1930lu yıllarının da ki ekonomik durumuna bakmakta fayda vardır. Daha geriden başlarsak 1908'den 1920'lerin sonuna dek uygulanan politikalar devletin bireyleri zenginleştirme politikasına dayanmaktaydı. Bu politikalar istenen neticeye ulaşamamış ve kısıtlı girişimci zümresini zengin etmekte kalmıştır. Türkiye ekonomisi tarımsal ürünlerin dünya piyasasına satılmasına ve karşılığında büyük oranda tüketim malları alımına dayanıyordu. Türkiye'nin ürünlerinin dış satın alma gücü dünya piyasasında düşmeye başlayınca, zaten ithalat lehine dönük olan alım satım dengesi iyice bozuldu ve bunun neticesinde 1929da ülkece ciddi bir buhran yaşandı. Buhranın yarattığı ekonomik kriz, devlet müdahalesine keskin bir ivme kazandırdı ve hükümet önlemler almaya başladı. Böylelikle 1930'lardan itibaren devletçi, korumacı ve planlı ekonomi politikası uygulanmaya başlandı. Bu genel plan ve yaklaşım çerçevesinde devlet 1930'ların başından itibaren farklı bölgelere Türkiye tarihinde görülmemiş büyüklükte sanayi tesisleri inşa etmeye başladı. KAYSERİ Bu süreçte Kayseri'de özel sektör tarafından yapılan sanayi yatırımları bulunmaktaydı örneğin Cıngıllızade ailesi tarafından 1926 yılında kurulan Kayseri ve Civarı Elektrik T.A.Ş Cumhuriyetin ilk özel şirketi olmaktaydı. Bu yatırımlar için Kayseri'nin öncelikli olarak seçilmesinin belli sebepleri olmaktaydı. Bu sebeplerden bir kaçı ise savaştan yeni çıkmış ülke açısından Anadolu ortasında en güvenli yerde bulunması, Kayserinin doğuyu batıya, güneyi kuzeye bağlayan yolların tam ortasında bulunduğu için son olarak da Çukurova'ya ve Mersin limanına bağlanabilir oluşuydu. Morfolojik açıdan da koşulları sanayi koşulları için çok uygundu. Bu kapsamda kurulan fabrikalar ise şunlardır. 150'de Birlik Mensucat İplik Fabrikası, 1953'te Orta Anadolu İplik ve Dokuma Fabrikası, 1970'te MEYSU, 1974'te HES Kablo Fabrikasıdır. Böylece şehir Türkiye'nin 9. Büyük sanayi merkezi durumuna gelmiştir.  HACILAR İşte Hacılar'ın sanayileşme hikâyesi de tam bu zamanlarda başladı. Zaman içinde bu fabrikalarda, dokumacılık, tekstil, torna vb. kurslar alan bu gençlerden bazıları öğrendiklerini Hacılar 'da uygulamaya karar verdiler ve Hacılar'a bir şekilde dokuma tezgâhını getirdiler. Yine de Sümerbank ve kentteki diğer fabrikaların sanayileşme konusunda hem kentteki hem de Hacılar'daki ana etkiyi ve dinamiği oluşturduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Sümerbank'ın açılması, işte bu dokumacılık birikimine büyük bir sıçrama yaptırdı. Zira, bu tezgâhlarda dokunacak bezler için hammadde olarak kullanılan iplikler de Sümerbank'tan temin edildi. İlk dokuma tezgâhı 1930'ların ikinci yarısında bir şekilde Hacılar'a geldi ve Hacılar halkı dokumacılıkla tanışmış oldu. El tezgâhı basit bir mekanizmaya dayanmaktadır. İplikler hazırlanır, boyanır ve haşıllanır (sizing). Haşıllama ya da yerel adıyla şoylama, daha sonradan tezgâhta dokunacak ipliğin mukavemetini arttırmak için yapılan basit bir kimyasal işlemdir. Bu işlem o yıllarda patates tozunun sıcak ortamda ipliklere sürülmesi suretiyle yapılmaktadır. Haşıllamacı, ipliğe kayganlık ve mukavemet vermektir. Ancak iplikler bez Olarak dokunduktan sonra bu maddenin kumaştan uzaklaştırılması gerekmektedir. Bunun için daha sonra yakama işlemi yapılmaktadır. Hacılar'daki bu basit el tezgâhlarında çeşitli kumaşlar dokunmaktaydı. Ancak en yaygın olanı kaput beziydi. Bu ürün, o yıllarda yoğun olarak Hacılar'da dokunduğu için piyasada Hacılar bezi olarak da bilinmekteydi. Bunun dışında bu tezgâhlarda ince bir yer örtüsü olarak kullanıla ve genelde iç çamaşırı, gömlek, Pijama vb. ürünlerin yapımında kullanılan tırıl da dokunmaktaydı. Şahin, Hacılar'da dokunan kumaş türlerini şu şek de aktarmaktadır: Genellikle kaput bezi denilen dokumaların eni 90 cm ya da 1 metre olurdu Kareli çar adı verilen kumaşlar ünlüdür. Bunları bayanlar manto gibi üst giysi şeklinde kullanırlardı. Boyuna çizgili kumaşlara "diril ya da tiril” denilmektedir. Bu kumaşlardan pijama, gömlek gibi kıyafetler elde edilmiştir. Siyah beyaz renkte dokunan kumaşlara "kırzet” denir. Sofra bezi şeklinde kullanılır Savan adı verilen dokumalar halıların üzerine serilerek kullanılır. Ayrıca kış hazırlıkları yapılırken, bulgur kaynatılır, çorba kesilir savan üzerinde kurutulur (Şahin 2008: 605). Dokuma işlemi tamamlandıktan sonra, tezgâhtan çözülen bu kumaşlar, Hacılar meydanında Cuma günleri kurulan pazarda satılmaktaydı. Bu kumaşlar ise önceleri Kayserili sonradan ise Hacılarlı tüccarlar tarafından satın alınmaktaydı. Dokumacılık yapanların geliri ise metre başına hesaba alınmaktadır. Hacılar için. Kabaca ortaya çıkan geliri bugünün parasıyla şu şekilde hesaplayabiliriz. Tezgâh sayısı l, ayda çalışılan işgünü sayısı 20, çalışılan ay sayısı 7 olsa; dokumacı olarak çalışan bir Hacılarlının bu işten edindiği ortalama yıllık toplam gelir: I (tezgâh) x 140 (iş günü) x 50 TL (yevmiye) 7.000 TL'dir. Bu rakam, önceki bölümde bahsettiğini kir Osmanlı köyü/Cumhuriyet nahiyesi için inanılmaz bir rakamdır. Öyle ki 1940'11 yıllarda Hacılar'ı ziyaret eden bir bakan, Hacılar'da 1500 bez dokuma tezgâhı bulunduğunu ve el dokumacılığındaki teknik kapasitenin, orta çapta iki mekanize tekstil fabrikasına eşit olduğunu belirtmiştir. Bu aşamada en önemli gelişmelerden biri de Hacılar'da dokumacılığın görüşmesine paralel olarak bir süre sonra bir dokumacılık kooperatifi kurulması fikrinin gündeme gelmesidir. Hacılarlılar, zamanla bu işi çeşitli avantajlar getireceği düşüncesiyle daha kurumsal bir çatı altında yapmaya karar verirler ve 482 ortaklı, Hacılar Küçük El Sanatları Kooperatifi 5.500 TL sermaye ile 31 yıl süreli olarak 9 Şubat 1942 tarihinde kurulur. Ayata'nın aktardığına göre bakanın ziyaretinin ardından devlet desteğiyle kurulan bu kooperatifin en önemli işlevi, devlete ait iplik fabrikasından Hacılarlı bez dokuyucusuna aracısız hammadde sağlanmasıdır. Yazın amelelik, taş kırıcılık, ustalık yapan Hacılarlı, boş durmaz el tezgâhları ile bez dokur. Bugün köyde 482 ortaklı bir dokumacılar kooperatifi mevcuttur. Bu Kooperatifin 1.374ü köyde, 482'si hariçte 1.856 tezgâhı vardır. Her tezgâh günde ortalama olarak 25-30 metre bez dokumaktadır. Bu günde 20 bin; yılda 1 milyon metre bez eder. Bu yekûn bir bucak için küçümsenemeyecek bir sanayi faaliyetidir. Hacılar'da dokumacılık 1950'li yılların ortalarına kadar büyük bir hızla devam eder ancak yukarıda da değindiğim gibi özel mensucat fabrikalarının kurulmasıyla, tekstil sanayisindeki hızlı mekanizasyon bez dokumacılığını bir süre sonra öldürür. Sanayiciler bunun nedeninin de elektriğin Hacılar'a geç gelmesi ve bu yüzden dokumacılıkta mekanizasyona zamanında geçememesi olduğunu belirtmiştir. KAYNAK: DR ÖGRETİM ÜYESİ  KURTULUŞ CENGİZ
Hacılar'ın sanayileşme hikâyesi de tam bu zamanlarda başladı. Zaman içinde bu fabrikalarda, dokumacılık, tekstil,

Hacılar'ın sanayileşme hikâyesi de tam bu zamanlarda başladı. Zaman içinde bu fabrikalarda, dokumacılık, tekstil, torna vb. kurslar alan bu gençlerden bazıları öğrendiklerini Hacılar 'da uygulamaya karar verdiler ve Hacılar'a bir şekilde dokuma tezgâhını getirdiler. Yine de Sümerbank ve kentteki diğer fabrikaların sanayileşme konusunda hem kentteki hem de Hacılar'daki ana etkiyi ve dinamiği oluşturduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Sümerbank'ın açılması, işte bu dokumacılık birikimine büyük bir sıçrama yaptırdı. Zira, bu tezgâhlarda dokunacak bezler için hammadde olarak kullanılan iplikler de Sümerbank'tan temin edildi. İlk dokuma tezgâhı 1930'ların ikinci yarısında bir şekilde Hacılar'a geldi ve Hacılar halkı dokumacılıkla tanışmış oldu.
Hacılar dokumacılıkla taşınmasını incelemek istersen Türkiye2nin 1930lu yıllarının da ki ekonomik durumuna bakmakta fayda vardır. Daha geriden başlarsak 1908'den 1920'lerin sonuna dek uygulanan politikalar devletin bireyleri zenginleştirme politikasına dayanmaktaydı. Bu politikalar istenen neticeye ulaşamamış ve kısıtlı girişimci zümresini zengin etmekte kalmıştır. Türkiye ekonomisi tarımsal ürünlerin dünya piyasasına satılmasına ve karşılığında büyük oranda tüketim malları alımına dayanıyordu. Türkiye'nin ürünlerinin dış satın alma gücü dünya piyasasında düşmeye başlayınca, zaten ithalat lehine dönük olan alım satım dengesi iyice bozuldu ve bunun neticesinde 1929da ülkece ciddi bir buhran yaşandı. Buhranın yarattığı ekonomik kriz, devlet müdahalesine keskin bir ivme kazandırdı ve hükümet önlemler almaya başladı. Böylelikle 1930'lardan itibaren devletçi, korumacı ve planlı ekonomi politikası uygulanmaya başlandı. Bu genel plan ve yaklaşım çerçevesinde devlet 1930'ların başından itibaren farklı bölgelere Türkiye tarihinde görülmemiş büyüklükte sanayi tesisleri inşa etmeye başladı.
KAYSERİ
Bu süreçte Kayseri'de özel sektör tarafından yapılan sanayi yatırımları bulunmaktaydı örneğin Cıngıllızade ailesi tarafından 1926 yılında kurulan Kayseri ve Civarı Elektrik T.A.Ş Cumhuriyetin ilk özel şirketi olmaktaydı. Bu yatırımlar için Kayseri'nin öncelikli olarak seçilmesinin belli sebepleri olmaktaydı. Bu sebeplerden bir kaçı ise savaştan yeni çıkmış ülke açısından Anadolu ortasında en güvenli yerde bulunması, Kayserinin doğuyu batıya, güneyi kuzeye bağlayan yolların tam ortasında bulunduğu için son olarak da Çukurova'ya ve Mersin limanına bağlanabilir oluşuydu. Morfolojik açıdan da koşulları sanayi koşulları için çok uygundu. Bu kapsamda kurulan fabrikalar ise şunlardır. 150'de Birlik Mensucat İplik Fabrikası, 1953'te Orta Anadolu İplik ve Dokuma Fabrikası, 1970'te MEYSU, 1974'te HES Kablo Fabrikasıdır. Böylece şehir Türkiye'nin 9. Büyük sanayi merkezi durumuna gelmiştir. 
HACILAR
İşte Hacılar'ın sanayileşme hikâyesi de tam bu zamanlarda başladı. Zaman içinde bu fabrikalarda, dokumacılık, tekstil, torna vb. kurslar alan bu gençlerden bazıları öğrendiklerini Hacılar 'da uygulamaya karar verdiler ve Hacılar'a bir şekilde dokuma tezgâhını getirdiler. Yine de Sümerbank ve kentteki diğer fabrikaların sanayileşme konusunda hem kentteki hem de Hacılar'daki ana etkiyi ve dinamiği oluşturduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Sümerbank'ın açılması, işte bu dokumacılık birikimine büyük bir sıçrama yaptırdı. Zira, bu tezgâhlarda dokunacak bezler için hammadde olarak kullanılan iplikler de Sümerbank'tan temin edildi. İlk dokuma tezgâhı 1930'ların ikinci yarısında bir şekilde Hacılar'a geldi ve Hacılar halkı dokumacılıkla tanışmış oldu. El tezgâhı basit bir mekanizmaya dayanmaktadır. İplikler hazırlanır, boyanır ve haşıllanır (sizing). Haşıllama ya da yerel adıyla şoylama, daha sonradan tezgâhta dokunacak ipliğin mukavemetini arttırmak için yapılan basit bir kimyasal işlemdir. Bu işlem o yıllarda patates tozunun sıcak ortamda ipliklere sürülmesi suretiyle yapılmaktadır. Haşıllamacı, ipliğe kayganlık ve mukavemet vermektir. Ancak iplikler bez Olarak dokunduktan sonra bu maddenin kumaştan uzaklaştırılması gerekmektedir. Bunun için daha sonra yakama işlemi yapılmaktadır. Hacılar'daki bu basit el tezgâhlarında çeşitli kumaşlar dokunmaktaydı. Ancak en yaygın olanı kaput beziydi. Bu ürün, o yıllarda yoğun olarak Hacılar'da dokunduğu için piyasada Hacılar bezi olarak da bilinmekteydi. Bunun dışında bu tezgâhlarda ince bir yer örtüsü olarak kullanıla ve genelde iç çamaşırı, gömlek, Pijama vb. ürünlerin yapımında kullanılan tırıl da dokunmaktaydı. Şahin, Hacılar'da dokunan kumaş türlerini şu şek de aktarmaktadır: Genellikle kaput bezi denilen dokumaların eni 90 cm ya da 1 metre olurdu Kareli çar adı verilen kumaşlar ünlüdür. Bunları bayanlar manto gibi üst giysi şeklinde kullanırlardı. Boyuna çizgili kumaşlara "diril ya da tiril” denilmektedir. Bu kumaşlardan pijama, gömlek gibi kıyafetler elde edilmiştir. Siyah beyaz renkte dokunan kumaşlara "kırzet” denir. Sofra bezi şeklinde kullanılır Savan adı verilen dokumalar halıların üzerine serilerek kullanılır. Ayrıca kış hazırlıkları yapılırken, bulgur kaynatılır, çorba kesilir savan üzerinde kurutulur (Şahin 2008: 605).
Dokuma işlemi tamamlandıktan sonra, tezgâhtan çözülen bu kumaşlar, Hacılar meydanında Cuma günleri kurulan pazarda satılmaktaydı. Bu kumaşlar ise önceleri Kayserili sonradan ise Hacılarlı tüccarlar tarafından satın alınmaktaydı. Dokumacılık yapanların geliri ise metre başına hesaba alınmaktadır. Hacılar için. Kabaca ortaya çıkan geliri bugünün parasıyla şu şekilde hesaplayabiliriz. Tezgâh sayısı l, ayda çalışılan işgünü sayısı 20, çalışılan ay sayısı 7 olsa; dokumacı olarak çalışan bir Hacılarlının bu işten edindiği ortalama yıllık toplam gelir: I (tezgâh) x 140 (iş günü) x 50 TL (yevmiye) 7.000 TL'dir. Bu rakam, önceki bölümde bahsettiğini kir Osmanlı köyü/Cumhuriyet nahiyesi için inanılmaz bir rakamdır. Öyle ki 1940'11 yıllarda Hacılar'ı ziyaret eden bir bakan, Hacılar'da 1500 bez dokuma tezgâhı bulunduğunu ve el dokumacılığındaki teknik kapasitenin, orta çapta iki mekanize tekstil fabrikasına eşit olduğunu belirtmiştir. Bu aşamada en önemli gelişmelerden biri de Hacılar'da dokumacılığın görüşmesine paralel olarak bir süre sonra bir dokumacılık kooperatifi kurulması fikrinin gündeme gelmesidir. Hacılarlılar, zamanla bu işi çeşitli avantajlar getireceği düşüncesiyle daha kurumsal bir çatı altında yapmaya karar verirler ve 482 ortaklı, Hacılar Küçük El Sanatları Kooperatifi 5.500 TL sermaye ile 31 yıl süreli olarak 9 Şubat 1942 tarihinde kurulur. Ayata'nın aktardığına göre bakanın ziyaretinin ardından devlet desteğiyle kurulan bu kooperatifin en önemli işlevi, devlete ait iplik fabrikasından Hacılarlı bez dokuyucusuna aracısız hammadde sağlanmasıdır. Yazın amelelik, taş kırıcılık, ustalık yapan Hacılarlı, boş durmaz el tezgâhları ile bez dokur. Bugün köyde 482 ortaklı bir dokumacılar kooperatifi mevcuttur. Bu Kooperatifin 1.374ü köyde, 482'si hariçte 1.856 tezgâhı vardır. Her tezgâh günde ortalama olarak 25-30 metre bez dokumaktadır. Bu günde 20 bin; yılda 1 milyon metre bez eder. Bu yekûn bir bucak için küçümsenemeyecek bir sanayi faaliyetidir. Hacılar'da dokumacılık 1950'li yılların ortalarına kadar büyük bir hızla devam eder ancak yukarıda da değindiğim gibi özel mensucat fabrikalarının kurulmasıyla, tekstil sanayisindeki hızlı mekanizasyon bez dokumacılığını bir süre sonra öldürür. Sanayiciler bunun nedeninin de elektriğin Hacılar'a geç gelmesi ve bu yüzden dokumacılıkta mekanizasyona zamanında geçememesi olduğunu belirtmiştir.
KAYNAK: DR ÖGRETİM ÜYESİ  KURTULUŞ CENGİZ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve hacilarhabergazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.